384

böyle alçak hareketlerde bulunmakdan men’ edecekdir. Hind müslimânları İbnüssü’ûda bu fikrlerini açıkça bildirmişlerdir).

Birinci cihân harbinde, Osmânlı devletini eline geçirmiş olan (İttihâd ve Terakkî)komitacıları din câhili idi. İslâmiyyetden ve islâm terbiyesinden ve islâm ahlâkından mahrûm idiler. İş başındakilerin çoğu ingiliz masonu idi. İmperatorluğun her tarafında yapdıkları gibi, Arabistânda da, millete zulm, işkence yapılmasına sebeb oldular. Müslimânlara kan kusdurdular. Sultân ikinci Abdülhamîd hân “rahmetullahi aleyh” zemânında adâlete, merhamete, ihsâna ve saygıya alışdırılmış olan Arabistân ehâlîsi, Türkleri kardeş gibi severlerdi. İttihâdcıların sebeb olduğu zulm, işkenceler karşısında şaşkına döndüler. Mekke emîri şerîf Hüseyn bin Alî pâşanın “rahmetullahi aleyh” akrabâsı ve dâmâdı ve birçok arab beğleri, Cemâl Pâşa tarafından Şâmda işkence ile öldürüldü.

(İttihâdcılar) adındaki hareket ordusu, Selânikden İstanbula gelince, ilk iş olarak, Londradaki müstemlekeler nezâretinin emri ile, son islâm halîfesi olan sultân ikinci Abdülhamîd hânı “rahmetullahi aleyh” tahtından indirerek, devlet işlerini kendi ellerine aldılar. Devlet işleri, ingiliz masonlarının yetiştirdikleri İslâm düşmanlarının eline geçdi. Halîfe zemânında iş başında bulunanları ve ilm adamlarını ve yazarları, kimini zindanlarda çürüterek, kimini kapıdan, câmi’den çıkarken arkalarından vurdurarak öldürdüler. Halîfe yapdıkları sultân Reşâdı “rahmetullahi aleyh” kukla gibi ve işbaşına getirdikleri meb’ûsları, tabanca tehdîdi ile, maşa gibi kullandılar. Memleketi harbden harbe, felâketden felâkete sürüklediler. Dîni, islâmiyyeti bırakarak, işkencelere, eğlencelere, sefâhete koyuldular. Dolu-dizgin giden bu kudurmuşca akıntıya (dur!) diyen hamiyyetli vatandaşları, ilerisini gören hâlis müslimânları sürdüler, asdılar. Bu uyanık müslimânlardan biri, şerîf Hüseyn bin Alî pâşa idi “rahmetullahi aleyh”. Sultân Abdülhamîd hân “rahmetullahi aleyh” zemânında, İstanbulda mühim makâmlarda bulunan şerîf Hüseyn pâşa (Mîr-i mîrân) ya’nî Beğlerbeği rütbesini taşıyor, halîfeye ve devlete hizmetlerde bulunuyordu. İttihâdcıların, memleketi(Birinci cihân harbi) felâketine sürüklemelerine karşı çıkdığı için (Mekke emîri) vazîfesi ile İstanbuldan uzaklaşdırılmışdı. Enver pâşanın 22 Zilhicce 1332 ve 29 Teşrîn-i evvel 1914 de hâzırlatıp sultân Reşâda “rahmetullahi aleyh” imzâ etdirdikleri harb karârına (Cihâd-ı ekber)adını takarak bütün islâm memleketlerine dağıtdılar. Zevallı sultân Reşâd kendini hakîkî halîfe sanıyor. Arasıra müslimânlıkla bağdaşmıyan emrleri imzâlamağa zorlanınca, yakınlarına, (Yâhû bunlar beni hiç dinlemiyor) diyerek, ortada dönen dolapların farkına vardığını anlatmakdan geri kalmıyordu.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.