Hucre-i se’âdet hizmetcilerinin başı Şemseddîn efendi zemânında Halebden gelen Îrânlı birkaç serseri, hazret-i Ebû Bekr ile hazret-i Ömerin “radıyallahü anhümâ” mubârek cesedlerini çıkarıp kaçırmak için, bir gece mescid-i Nebîye girdiler. Fekat, hepsi yere batıp, yok oldular. Bu olay, (Mir’ât-i Medîne) sonunda ve (Riyâd-ün-nadara)da uzun yazılıdır.
Şâm yakınlarında bulunan (Nablüs) şehrine yakın (Kerek) kal’a ve köylerinin hâkimi Ertat ismindeki şakî de, 578 [m. 1183] senesinde cesed-i Nebevîyi çalarak memleketine nakl için, küçük gemiler yapdırır. Bunları Kızıl denize çekdirir. Üçyüzelli şakî ile, Medînenin iskelesi olan (Yenbû’) şehrine gönderir. Medîne şerîfleri bunu işiterek, Harrânda bulunan Salâhaddîn-i Eyyûbîye “rahmetullahi aleyh” bildirirler. Salâhaddîn çok üzülüp, Mısr vâlîsi Hüsâmeddîn Seyf-üd-devleye “rahime-hümullahü teâlâ” emr gönderir. Hüsâmeddîn, Lülü’ kumandasında asker gönderip, şakîler Medîneye yakın bir yerde katl ve esîr ve Mısra sevk edilirler. Bu olay (Ravda-tül-ebrâr)da uzun yazılıdır. Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” karşı, diri iken de, vefâtından sonra da, edebsizlik etmek istiyenler, Allahü teâlâ tarafından çok acı şeklde cezâlandırılmışlardır. Sü’ûdîler, bozuk inançlarına, kötü düşüncelerine uyarak, böyle alçak bir işe yeltenirlerse, iyi bilsinler ki, o gün, devletlerinin de, mezheblerinin de sonu olacak, kıyâmete kadar la’net ile anılacaklardır.
[Vehhâbîler, Âdem aleyhisselâmın peygamber olduğuna inanmadıkları için ve bütün müslimânlara müşrik dedikleri için, kâfir oluyorlar. 92, 93 ve 108.ci sahîfelere bakınız!]
Ey yârenler, ey kardeşler!
Ecel gele, ölem birgün.
İşlerime pişmân olup,
ah neyledim, diyem birgün.
Yanlarıma kona elim,
söz söylemez ola dilim.
Karşıma gele amelim,
netdim ise, görem o gün.
Üç parça bezdir kefenim,
yılan, çıyan yerler tenim.
Yıllar geçer, bilinmez yerim,
unutulup kalam birgün.
Kabre konurum yalnızca,
ne gün tanırım, ne gece.
Son ümmîd sendedir hoca.
sana teslîm olam birgün.