● Yetmişüç fırkanın herbiri islâmiyyete uymak da’vâsındadır. Herbiri kendi kurtulduğunu zan etmekdedir. 1/80. [Mektûbât Tercemesi: 127, Eshâb-ı Kirâm: 263.]
● Yetmişüç fırkadan yetmişikisi, bozuk i’tikâdları kadar Cehennemde kalırlar. Ve azâb olunurlar. Fırka-ı nâciyye hâricdir. [Kurtulan, fırka-ı nâciyye, Ehl-i sünnet fırkasıdır.] 2/67. [Se’âdet-i Ebediyye: 54.]
● Yetmişbin kimse; beşerin hayrlısının ümmetinden, hesâbsız Cennete dâhil olacakdır ki, onlar; Ellezîne lâ yeknizûne ve lâ yester-kûne ve lâ yetetayyerûne ve alâ Rabbihim yetevekkelüne, dırlar, “hadîs-i şerîfi.” Yetmişbin kimse kıyâmetde zıll-i bârîde âsûdedirler ki, onlar parayı hayrlı işde kullananlardır. Bunlar….. dağlama ve efsûn yapmıyan, uğursuzluğa inanmıyan ve Rablerine tevekkül edenlerdir……. 3/21.
● Yezîd bî-devletin [nasîbsiz Yezîdin] küfründe, ihtiyâd edildiği için, susulmalıdır. 1/266. [Mektûbât Tercemesi: 350.]
● Yezîd bî-devlet [nasîbsiz Yezîd] eshâbdan değildir. O bedbahtın eylediği işe, hiç frenk kâfiri cesâret eylememişdir. Ona la’netde, ba’zı Ehl-i sünnet âlimlerinin duraklamaları, râzı olduklarından değil, tevbe ve rücû’ ihtimâline riâyet eylemişlerdir. 1/54. [Mektûbât Tercemesi: 90.]
● Yezîdi, Ebû Cehli ve diğerlerini kötülemek, sövmek ibâdet değildir. 2/96. [Se’âdet-i Ebediyye: 505.]
● Ya’kûb aleyhisselâm. 3/100.
● Ya’kûb-ı Çerhî, evvelâ hâce Alâüddînin müridlerinden olup, ikinci olarak şâh-ı Nakşibende bağlıdır diye, Nefehâtda, Mevlânâ Câmi’ açıklamışdır, beyân etmişdir. 1/119. [Mektûbât Tercemesi: 167.]
● Yakîn sâhibi ârif için rücû’dan [geri dönüş, inişden] sonra, istidlâle [delîl ile anlamağa] ihtiyâc olur. 2/21.
● Yemîn eyleyip, bir şahs, Vallahî ben Zeydin sûretini aynada gördüm dese, hânis olmaz. [Yemîn keffâreti gerekmez.]