Ve islâmî teklîfleri, zincîr-i dest [el bağı] ve pây-ı mecnûn bulur ve hayâl-i sükût tekâlif eder. Ve zikri laklaka [söz kalabalığı] ve günâh fehm eder. 4/181
● Cem’ul cem’, halkı Hak celle ve a’lâdan ayrı görmek olup, küfr-i tarîkatdan sonra hâsıl olur. 6/207
● Cem’ul cem’, ya’nî fark mertebesi, islâm-ı hakîkî, sahv ve ma’rifet makâmıdır. 4/26
● Cem’ul cem’ makâmında olan sâlikin ârâmı [râhatı] ubûdiyyetde ve lezzeti de tâ’atdedir. 4/181
● Cem’i Muhammedî “sallallahü aleyhi ve sellem” cem’i ilâhîden dahâ geniş diyen ârif, cem’i Muhammedî vücûb ve imkân mertebelerini câmi’dir [toplamışdır.] Lâkin cem’i ilâhî onları câmi değildir diye buyurur. Hâlbuki bu şühûd şey’in misâllerinin asla benzemesi kabîlindendir. Zîrâ cem’i Muhammedîde olan numûne vücûb mertebesinin numûneleridir. Aslı değildir. O mertebe imkânın ihâtasından dahâ yüksek [berter] ve münezzehdir. 6/164.
● Cin, teklîfde insana tâbi’ ve bizim Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” dînine tâbi’ kılınmışdır. 6/29
● “Cennetde yüz derece vardır ki, a’lâsı Allah yolunda cihâd edenlere ihsan edilmişdir. İki derecenin arası yer ve gök arası kadardır”. Hadîs-i şerîf. 4/64.
● Cennete giren insanların çoğunun girmelerine sebeb, Allah için takvâ ve güzel ahlâkdır. Ve Cehenneme insanların çoğunun girmelerine sebeb, gam ve ferecdir (tasa ve şâdümânlıkdır) hadîs-i şerîfini Tirmizî ve İbni Hibban ve Beyhekî rivâyet ederler. 4/147 [Cevâb Veremedi: 342, Herkese Lâzım Olan Îmân: 141.] Ferec=Gam’ın aksi.
● Cennetin eşcar [ağaçları], enhar [nehirleri] ve bunun gibi hûrî ve gılmâni, Hak sübhânehûnun tenzîh ve tahmîdinin ma’nâlarının görünmesidir ki, dünyâda o ma’nâlar bu harfler kisvesine ve kelimeler sûreti ile peydâ olmuşdur [görünmüşdür, ortaya çıkmışdır]. Meselâ Sübhânallah gibi ve dahî Elhamdülillah gibi.