● Ümmet-i İbrâhîmin dîninin ve milletinin efdal olması, Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme onun milletine uymak emr olunmasından dolayıdır. 1/251. [Mektûbât Tercemesi: 308.]
● Ümmetden ba’zısında ba’zı kemâlât olur ki, Enbiyâ ona gıbta ederler. Hâlbuki, bütün ümmetler üzere, her husûsda üstünlük, Enbiyâya mahsûsdur. 3/123. [Se’âdet-i Ebediyye: 919.]
● Emr-i ma’rûf ve nehyi münkeri rıfk ile [yumuşaklık ile] yapmalı ki, kabûl olunmağa yakındır. 3/118
● Emrâz ve eskâm def’inde [hastalıkların kalkması için] esnâm [putlardan] ve tâgûtdan [putlaştırılmış olan şeyden] istimdât eylemek [yardım taleb etmek], şirk ve dalâletdir. 3/41. [Se’âdet-i Ebediyye: 778.]
● Ümem-i sâbıkada [Geçmiş ümmetlerde] bir cemâ’at kâfir, bir cemâ’at de sâlih mü’min idi. Büyük günâh işlemek çok az idi. 2/37. [Se’âdet-i Ebediyye: 910.]
● Ümem-i sâbıkadan [Geçmiş ümmetlerden] ba’zıları sabâh nemâzı, ba’zıları da sâir nemâzlarla me’mur idiler. 1/79. [Mektûbât Tercemesi: 125.]
● Ümem-i sâbıkaya [Geçmiş ümmetlere] herbir asrda bir Nebî gönderilmişdir. 1/259.[Mektûbât Tercemesi: 323.]
● Ümmidsiz olmak küfrdür. Ümmidvâr olalar. Ahkâm-ı islâmiyyeye mütâbe’at [uymak] ve pîre muhabbet var ise, hiç gâm değildir. 3/13. [Se’âdet-i Ebediyye: 401.]
● “Allahü teâlâ, Âdemi kendi sûretinde yaratdı.” Rûh-ı Âdem maksûddur. Veyâhud Hak sübhânehu Âdem aleyhisselâmı kendi kemâlâtı ile bezedi ve sıfâtı ile vasfladı. Tam bir ayna kıldı. Bu benzerlik ism ve sûretdedir. Hakîkatde değildir. 1/95.[Mektûbât Tercemesi: 141.]
● “Allahü teâlâ bu dîni, fâcir kimselerle de elbette kuvvetlendirir.” Hadîs-i şerîf. 1/33.[Mektûbât Tercemesi: 58.]