418

● Hakîkat-i Kur’ânî, sıfat-ı zâidedir. Şân-ı gayr-ı zâide dahî değildir. 6/130

● Hakîkat-i Kur’ân [Kur’ânın hakîkati], bütün zâtî kemâlâtı kendinde toplamışdır. 4/183

● Hakîkat-i Kur’ânîde, vüs’atin başlangıcı, nemâzın hakîkatinde, vüs’atın kemâli vardır. 6/140.

● Hakîkat-i Kur’ân, Enbiyânın hakîkatlerinin üstündedir. 6/128

● Hakîkat-i Kur’ân, ma’bûdiyyet-i sırfa şâyân değildir [yakışır değildir]. 6/128

● Hakîkat-i salât [nemâzın hakîkati], bütün hakîkatlerin üstündedir. 6/224

● Hakîkat-i salât, hakîkat-i Kâ’benin üstündedir. 6/140

● Hakîkat-i salât, ma’bûdiyyet-i sırfa şâyândır [yakışır]. 6/76

● Hükemâ demişlerdir ki [maddîciler diyor ki], (yok olan var olmaz ve var olan da, yok olmaz. Bunu isbât etmeğe bile lüzûm yokdur, bunu herkes bulabilir.) Bu sözleri insanlar için doğrudur. İnsanlar elbette birşeyi yokdan var edemez. Hiçbirşey yaratamaz. Fekat bu sözü, Allahü teâlâ için söylemek yanlışdır. Herkes değil, kimse böyle söylemez ve isbâta gelmez, vehm ve hayâldir. Allahü teâlânın kudretine inanmamakdır. Allahü teâlânın yokdan var etmesi ve bütün âlemleri hiçden yaratması ve hepsini yok etmesi, Onun kudretine göre, şaşılacak birşey değildir. Bunu söylemek âlemin kadîm olduğunu, yokdan, sonradan yaratılmadığını söylemek demekdir ki, küfrdür. Çünki, kâinâtın, bütün zerreleri ile yokdan var edildiğini, bütün dinler sözbirliği ile bildirdiler. (İnsan düşünmüyor mu ki, biz onu önceden yaratdık, hâlbuki o, birşey değildi) meâlindeki âyet-i kerîmeye uygun değildir. Kâdî Beydâvî “rahmetullahi aleyh” tefsîrinde (insan adem idi, ya’nî yok idi) diye ma’nâ vermişdir. Bu sözleri, hem de, Allahü teâlânın birşey yapamıyacağını bildirir.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.