● Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” âdet ve ibâdetde az ve çok benzemeyi büyük se’âdet ve bereket ve yüksek derecelere kavuşmak bileler. Mahbûba teşebbüh edenler mahbûb [Sevgiliye benziyenler sevgili] ve iktidâ edenler dahî mergûbdurlar [uyanlar dahî beğenilmişdirler] 5/71
● Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” uymak istiyen, ahkâm-ı islâmiyyeye sağlam yapışıp, sünnete ittibâ’ [uymak] ve bid’atden sakınmak üzerine olmalıdır. Kitâb ve sünnetin ışığı ile aydınlanıp, bid’at zulmetine ve şeytânların yoluna düşmekden uzak olmalıdır. 6/74
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, dünyânın [harâm ve mekrûh şeylerin] tahrîbi için gönderildi. Ta’mîri için gönderilmedi. “Hadîs-i şerîf” 5/66
● Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” İbrâhîm aleyhisselâmın milletine tâbi’ olunmasının emr olunması, bir makâmın husûli [geçilmesi, çıkılması] içindir ki, ona kavuşmak, makâm-ı İbrâhîmden geçmedikçe müyesser değildir. Ve makâm-ı İbrâhîme vusûl [ulaşma] dahî onun milletine mutâbe’ate bağlı olduğudur. Merkeze varmak, muhîtden [çevreden] geçmedikçe mümkin değildir. 6/24
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bi’setden mukaddem [Risâleti bildirilmeden evvel] zikr-i kalbî ile meşgûl olduğu mervidir. 5/59 [Hak Sözün Vesîkaları: 339, Kıyâmet ve Âhıret: 97.]
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, bana ve gayriye [başkalarına] dünyâ ve âhiretde vukû’ bulması muhakkak olan ümûrun [işlerin] tafsîlini bilmem buyurmuşdur. 5/116.
● Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, “Bir kimse şübheyi ve riyâkârlığı haklı dahî olsa terk eylese, Cennetin bir yerinde bir köşke kefîlim. Ve mizâh yoluyla dahî olsa, yalanı terk eden kimse için Cennetin ortasında ve güzel ahlâk sâhibine dahî Cennetin a’lâsında bir beyte [köşke] kefîlim.” Hadîs-i şerîf. 4/147. [Cevâb Veremedi: 342, Herkese Lâzım Olan Îmân: 141.]