● Mürîd, bu âyet-i kerîmede zikr olunan sıfatla sıfatlanmış olması lâzımdır. [Tebük gazâsına katılmıyan üç sahâbî pişman oldular. Yer yüzü kendilerine daraldı. Mâtem tutdular. Tevbeden başka çâre olmadığını anladılar. Tevbeleri kabûl edildi. Allahü teâlâ geçmiş günâhları afv eder.] Tevbe sûresi. Â. 118.] 6/25.
● Alçak dünyânın çöplüklerine bağlanıp [âşık olup] ve süsüne aldanmıyalar ve onun çok câzip [renkli]liği ile renklenmiyeler. Geçici ve yok olucudur. Sâbit değildir. Bir şekere bulanmış zehrdir. Ve altın kaplanmış necâsetdir ki, ebedî ölüme ve sonsuz hüsrâna götürür. 6/135.
● Mescid-i Nebevîde edâ olunan nemâz, onbin nemâza mu’âdildir (eşiddir). “H.” 4/64.
● Mescid-i Harâmda kılınan nemâz, yüzbin salâta muâdildir. 4/64.
● Her müslimân kendi kudreti kadar verir ve lutf eder. Kudreti olmadığı hâllerde, mâzeret sâhibidir. 4/31.
● Müslimânın malının hurmeti, kanının hurmeti gibidir. “H”. 6/55. [Hak Sözün Vesîkaları: 348.]
● “Müslimâna bir zahmetin gelmesi, onun günâhı sebebi iledir.” “H”. 4/119.
● Bir mü’mini mesrûr eden kimseyi, Allahü teâlâ mesrûr eder. 4/47.
● Dünyâda görülen şeylerin hepsi, zıllere bağlıdır ve hayâlden kurtulmuş değildir. 6/203.
● Müşâhede-i kalbî [kalbî müşâhede], ba’zı büyüklerden rivâyet olunmuşdur. Lâkin onlara ol makâmdan yükselme vâki’ olmamışdır. Son nefese kadar bu müşâhedeye bağlanmışlardır. 5/68. [Hak Sözün Vesîkaları: 344.]
● Müsâfeha her görüşmekde sünnetdir. Muayyen vakt ta’yîn etmek bid’atdir. 4/197.[İslâm Ahlâkı: 562.]
● Mudga-i kalbiye [kalbin eti=yürek] âlem-i halkdandır. Ve yeri sînedir [göğüsdür]. 6/225.