● “El-hılâfetü ba’dî selâsûne seneten”. Benden sonra hilâfet, otuz senedir” Hadîs-i şerîfi Emîrin “radıyallahü anh” hilâfeti ile temâm oldu. 2/36 [Eshâb-ı Kirâm: 222.]
● Hallâc-ı Mensûr, her gece zindanda ağır zincir ile beşyüz rek’at nâfile nemâz edâ ederdi. 2/95
● Hallâcın enel-Hak kavli, mevcûd Hakdır, ben değilim demekdir. 3/121 [Se’âdet-i Ebediyye: 953.]
● Hallâc-ı Mensûrun kelâmı, hâllerin galebe çalmasından dolayı olduğu için, ma’zûrdur. 3/121 [Se’âdet-i Ebediyye: 953.]
● Hallâc-ı Mensûrun enel-Hak kavli, yolda iken söylenmişdir. [Tesavvuf yolcusu iken söylenmişdir.] Vefâtından sonra terakkî etdi [yükseldi]. 3/75
● Hıllet [dostluk] makâmı, asl i’tibâriyle, İbrâhîm aleyhisselâma mahsûsdur. 3/88
● Hıllet âm’dır. Muhabbet onun ferd-i kâmilidir. 3/88
● Hılkat-ı insâniyyeden maksûd [insanın yaratılmasından maksad], kulluk vazîfelerini yapmakdır. Ve cenâb-ı Hak sübhânehu ve teâlâyı devâmlı istemekdir. Bu ma’nâ, zâhiren ve bâtınen [bedenen ve kalben] seyyidil evvelîn vel âhırîn aleyhi minessalevâti etemmühâ ve minettehıyyâtü ekmelühâya tam tâbi’ olmağı gerçekleşdirmedikçe müyesser değildir. 1/110 [Mektûbât Tercemesi: 161.]
● Halkla [insanlar ile] hakları yerine getirmekden ziyâde karışmak zararlıdır. 3/102.
● Halkı tazyîk ve rencîde etmek [dara düşürmek (sıkıştırmak) ve incitmek] harâmdır. 3/22 [Se’âdet-i Ebediyye: 70.]
● Halkın ezâsına [eziyyetlerine] sabr lâzımdır. Ve onlarla iyi geçinmek vâcibdir. Bu azîmet yoludur. Kaçarak eziyyetden kurtulmak da ruhsatdır. 3/7 [Se’âdet-i Ebediyye: 426.]
● Halk ile görüşmekden kurtuluşa çâre yokdur. 1/37 [Mektûbât Tercemesi: 64.]
● El-halku ıyâlullah ehabb-ü halkın ilallahi men ahsene ilâ iyâlihi.