Mu’âviye “radıyallahü anh”: Babası Ebû Süfyân bin Harb bin Ümeyyedir. Annesi Hind bint-i Utbe bin Rebî’a bin Abd-i Şemsdir. Hicretden ondokuz sene önce tevellüd, 60 [m. 680] senesinde, Receb ayında vefât etdi. Mekkenin feth edildiği gün, babası ile berâber, Resûlullahın önünde müslimân oldu. Eshâb-ı kirâmın büyüklerindendir. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” vahy kâtibi ve kayınbirâderi idi. Hazret-i Ömer zemânında dört yıl, Osmân zemânında oniki yıl, Alî zemânında beş yıl, imâm-ı Hasen zemânında altı ay olarak Şâmda yirmibirbuçuk sene vâlî oldu. [41]. ci senede, Şevvâl ayında Kûfede halîfe seçildi. Ondokuz sene, dört ay halîfelik yapdı. Bir islâm devletinin reîsine (Halîfe) denir. İslâmiyyetde ilk seçilen halîfe, Ebû Bekr-i Sıddîkdır. Bundan sonra sıra ile Ömer, Osmân, Alî, Hasen ve Mu’âviyedir. Emevî ve Abbâsî halîfelerinin ismleri, (Eshâb-ı Kirâm) ve (Fâideli Bilgiler) kitâblarında yazılıdır. Aklı, zekâsı, fesâhatı, sabrı, yumuşaklığı, ikrâmı, cömertliği fevkal’âde çok idi. Müslimânların başına geçeceği, hadîs-i şerîfde bildirilmişdi. Kendisinden çok hadîs-i şerîf alınmış, kitâblara yazılmışdır. Bu da, büyüklüğünü ve kendisine güvenildiğini göstermekdedir. Şâmdaki Emevî devletinin kurucusudur. Şâmda medfûndur. Hicretin 42 senesinde Sicistânı, 43 de Sudanı, 44 de Efganistânı ve Kâbil şehrini ve Hindistânın şimâl kısmını, 45 de Tunusda Efrîkıyye şehrini aldı. 48 de gemilerle kendisi Kıbrısa giderek Bizans devletinden feth etdi. [Ada 586 [m. 1191] de İngilizlerin ve 878 [m. 1473] de Venediklilerin eline geçdi. 978 [m. 1570] de İkinci Selîm hân tarafından feth edildi. 1295 [m. 1878] Ayastefanos muâhedesi ile Balkan yarım adası ve Anadolunun mühim kısmları Ruslara verilince, ikinci Abdülhamîd hân, devletin idâresini eline alıp, ingilizleri Kıbrısın idâresine ortak ederek, Berlin muâhedesini hâzırladı. Bütün toprakları kurtardı. Balkan harbinin fecî’ bozgunundan sonra, 1331 [m. 1913] de Londra muâhedesinde, İttihâdcılar, bütün Rumeliyi ve Kıbrısı, Edirneyi düşmanlara terk etdi.] Hazret-i Mu’âviye, 50 de Îrânda büyük Kuhistan şehrini aldı. Yine 50 [m. 670] senesinde, Bizans imperatoru dördüncü Kostantin zemânında, oğlu Yezîdi büyük bir ordu ile İstanbula cihâd etmeğe gönderdi. Her sene büyük vergi almak şartı ile sulh yapıldı. 54 de Ubeydüllah bin Ziyâdı Horâsândaki orduya kumandan yapıp, Ceyhûn nehrini develerle geçerek, Buhârâyı aldı. Kudüs-i şerîfi hazret-i Ömer feth etmişdi. Sonra, kâfirler geri almışlardı. Hazret-i Mu’âviye tekrâr feth etdi. Yemen, Mısr, Kayruvan, Irâk, Azerbaycan, Anadolu, Horâsân ve Mâverâ-ün-nehr şehrlerine hâkim oldu. Bütün millete kendini sevdirdi. Büyük saltanata nâil oldu. Resûlullahın sohbetinin ve hayrlı düâlarının bereketi ile islâmiyyetden hiç ayrılmadı.
114, 204, 469, 472, 489, 502, 509, 510, 511, 512, 513, 514, 621, 785, 790, 801, 1064, 1088, 1090, 1092, 1094, 1096, 1107, 1110, 1135, 1160, 1185, 1186, 1191.