593

Şimdi mü’mine lâyık olan ve şânına muvâfık olan budur ki, ne Allahü teâlâ hazretlerinin mekrinden [azâbından] emîn ola ve ne rahmetinden ümmîdini kese. Yine o büyükler nasîhat ederler ki, muvahhid mü’mine lâzım olan emrlerden biri de, her hâlde ölümü zikr etmesidir. Hiçbir vakt, gâfil olmamasıdır. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurmuşlardır ki, (Lezzetleri yıkanı [eğlencelere son vereni] çok hâtırlayınız!) ma’nâ-i şerîfi, Allahü teâlâ bilir, budur ki, lezzetleri yıkanın zikrini çok edin ki, o ölümdür. Nitekim, hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” bir kimseye hergün birkaç kerre gelip, ölümü hâtırlatsın diye bir kaç akçe ta’yîn etmişdir. Her vakt o kimse gelip, ölümü ona hâtırlatdı. Her gün o kimse gelip, hizmet edâ etdikçe, hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” ta’yîn buyurdukları akçeyi verirlerdi. O şahsın vazîfesine son verilince, vazîfe taleb etdi. Buyurdular ki, sen bundan sonra gelip, ölümü hâtırıma getirme ki, ihtiyâcımız kalmadı. Zîrâ sakalımıza ak düşdü. Sakalın akı ise ölümün habercisidir. Dâimâ göz önünde olup, mevti (ölümü) hâtırlatır. Nitekim büyükler buyurmuşlardır. Beyt:

Sakal akı ölüme habercidir,
Yiğitlik tâzeliği içinde feryâddır.

Kırkaltıncı Menâkıb: Medîne-i Münevverenin taşrasına akşâm nemâzı vakti bir kâfile gelip, konmuşdu. Hazret-i Emîr-ül mü’minîn Ömer “radıyallahü teâlâ anh” giderken, Abdürrahmân bin Avf “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine rast geldi. Dedi ki, gel seninle bu gece, bu kâfileyi bekliyelim. Böylece, bir hırsız gelip, bir zarar görmesinler. Râhat olsunlar ki, yorgundurlar. Hilâfet zemânımızda eğer bunlara bir zarar olacak olur ise, kıyâmet gününde bizden sorarlar. O gece kâfileyi beklerken, bir oğlancık, bir mahalde, bir evin içinde devâmlı ağlıyordu. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” o evin kapısına varıp, anasına seslenip, şu ağlıyanı ağlatma deyip, tenbîh eyleyip, gelip, yine kendi ibâdetine meşgûl oldu. Çocuk gitdikçe ağlamasını artdırdı. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” def’alarca, şu ma’sûmu ağlatma diye gitdi geldi. Tâ ki, seher vakti oldu. Kâfile de uykudan uyandılar. Hazret-i Emîr-ül mü’minîn “radıyallahü teâlâ anh” o hâtunun kapısına varıp, dedi ki, ne yaramaz, merhameti olmıyan anasın ki, bu gece bu tıfıl [çocuk] râhat olmadı.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.