Bu bâbda vârid olan âsârın zâhiri ki, Âdem ve Îsâ alâ nebiyyinâ aleyhimesselâm hazretlerinin hâdiseleridir [yaratılmalarıdır]. Allahü teâlâ hazretleri bir rûh yaratdı. Yaratılmış rûhu Âdem aleyhisselâmın mubârek bedenine üfürdü. Hicr sûresi 29.cu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Ona kendi rûhumdan üfürdüğüm zemân, secdeye varınız!)buyuruldu ki, Âdem aleyhisselâm içindir. Bir başka rûh da yaratdı. O rûhu mahlûku hazret-i Meryemin gömleğinin yakasına üfürdü. Tahrîm sûresi 12.ci âyet-i kerîmesinde meâlen, (Biz ona rûhumuzdan üfürdük. O Rabbinin suhuflarına veyâ nâzil olan kitâblarına veyâ Peygamberlerine vahy etdiklerine veyâ levh-i mahfûzda yazılı olanlara inanıp, tasdîk etdi. Devâmlı itâ’at eden kimselerden oldu) buyuruldu ki, hazret-i Meryem hakkındadır. Bunlar gibi, Allahü teâlâ hazretleri bir nûr yaratdı. O nûrdan Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin mubârek cesedini yaratdı. Bu kelâmı bu makâmda bu vech üzerine takdîr ve tafsîl etmek rûmun kostantiniyyesini feth etmekden mühim ve evlâdır.
Fârûk zehî adâlet âver,
adlîle cihâna verdi zîver.
Sıddîkdan sonra, efdal odur,
her müslim eder, bu kavli ezber.
Kisrâyı unutdu gitdi âlem,
ol mertebe oldu adle mazher.
Fethetdi cihânı, kıldı tathîr,
vaz’ etdi o şeh, hezâr menber.
Hurşîd-i hidâyet ile âlem,
vaktinde serâser oldu enver.
Tevhîd-i cenâb-ı Kirdigâre,
(Tâhâ)dan alıp haber o Dâver.
Bâtıldan edince, hakkı tefrîk,
Fârûk dedi, o şâha Server.
Fahrolsa sezâdır ehl-i dîne,
ol zât gibi güzîde gevher.