Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bir adama buyurduğunu işitdim: (Ey Allahın düşmanı. Allahü tebâreke ve teâlâ sana buğz eder!) Mugîre der ki, yâ Resûlallah! Bu o kişidir ki, Kureyşe buğz eder. Buyurdu ki, (Evet, Osmân bin Affâna buğz eder!)
6– Şeddâd bin Evs “radıyallahü teâlâ anh” dedi ki: Resûlullahdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” işitdim, buyurdu ki: (Ben eshâbım arasında oturmuşdum ki, Cebrâîl aleyhisselâm benim önüme geldi. Beni sağ kanadı üzerine aldı. Cennet-i Adna iletdi. Cennet-i Adnda gezerken, bir elma elime geldi. Ben o elmaya bakıp, te’accüb ederken, nâgah, o elma şak olup, iki bölük oldu. Arasından bir hûrî dışarı geldi. Hak sübhânehü ve teâlâ hazretlerine tesbîh etdi. Öyle tesbîh etdi ki, evvelden âhıre kimse öyle tesbîh etmemişdir. Ben dedim; Sen kimsin. Dedi, ben hûrî’aynım. Allahü tebâreke ve teâlâ beni arşın nûrundan halk etmişdir. Ben dedim, kimin içinsin. Dedi, imâm-ı mazlûm Osmân bin Affân “radıyallahü teâlâ anh” içinim.)
7– Zehrî rivâyeti ile, Enes bin Mâlik “radıyallahü teâlâ anh” bildiriyor. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bir gece kalkıp, gidiyordu. Hazret-i Osmân da ileride gidiyordu. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi ki: Yâ Resûlallah! Bu kimdir ki, bu sâatde senin önünden gitdi. Buyurdular ki, (Osmân bin Affândır). Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, bu Ebû Amrdır, ya’nî Osmândır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdular, (Evet yâ Cebrâîl. Siz Osmânı gökde de tanır mısınız!) Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki: Yâ Resûlallah! O Allahü tebâreke ve teâlâ hakkı için ki, seni halka hak Nebî gönderdi. Güneşin yer yüzünü aydınlatdığı gibi, Osmân gökleri aydınlatır.
8– Abdürrahmân bin Ebî Leylâ rivâyet eder. Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” Kanbere buyurdu ki, var mescidde yüksek ses ile seslen. Hazret-i Osmânı seven kimse var mıdır. Kanber varıp nidâ etdikde, bir kişi kalkıp dedi ki, ben hazret-i Osmânı severim. Kanber dedi ki, gel, emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” seni çağırır. O kişi kalkıp, emîr-ül mü’minîn Alînin huzûruna geldi. Emîr-ül mü’minîn buyurdu ki, Osmânı sever misin.