Kırkikinci Menâkıb: Doğru rivâyet ile gelmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden sordular. Cennetde berk [ışık, şimşek] olur mu? Buyurdular ki, evet olur. Osmân bin Affân bir kasrdan bir kasra giderken yüzünün nûru ışık olur. Bundan dolayıdır ki, ona zinnûreyn derler. Ülemânın ba’zının kavliyle, hazret-i Osmân “radıyallahü teâlâ anh” uzun gecelerde tâ’at yapıp ve Kur’ân-ı azîm-üş-şân tilâvet etmekden geri kalmazdı [ya’nî tilâvet ederdi]. Mubârek pehlûsunu yere koymazdı. Mubârek gözü ağlamakdan kuru olmazdı. Ahmed bin Attâr “rahimehullahü teâlâ” bu ma’nâda şu şi’ri söylemişdir:
Yumuk durmakdan gözlerim kurudu,
Sanki göz kapaklarım kısa imiş gibi.
Kapakları dikenle delik-deşik olmuş gibi,
Gözlerimin uyuyacak hâli yok.
Gece uzadıkça uzayınca derim ki,
Ey gecem, gündüz dahâ çok uzakda!
Kırküçüncü Menâkıb: Nu’mân bin Beşîrden “radıyallahü teâlâ anh” doğru rivâyet ile gelmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (İçinizde hayâ bakımından en sâdıkınız, Osmân bin Affândır.) Bu haber zâhir delîldir ki, hiç kimsenin hayâ ve hicâbı bu ümmetde Osmân bin Affânın “radıyallahü teâlâ anh” hayâ ve hicâbından dahâ çok ve üstün değildir. Hazret-i Âdem aleyhisselâmın zemânından bu zemâna gelene kadar, güzel ahlâkdan herkesde zuhûra gelmişdir. O güzel ahlâkdan hayâ, o ahlâkların eşreflerindendir. Bu sözün ma’nâsı odur ki, hayrdan ve şerden her nesne ki, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri halk etmişdir, onu çift halk etmişdir. Kur’ân-ı kerîm onunla nâtıkdır. (Her şeyden çift yaratdık…) buyurulmakdadır. [Zâriyât sûresi 49.cu âyet-i kerîmesi meâli.] Açlığı yaratdı. Tokluğu onun çifti kıldı. Sıhhati yaratdı. Hastalığı ona çift kıldı. Fakîrliği yaratdı. Zengin olmağı ona çift kıldı. Kimseye muhtâc olmamak ile, başkalarına yük olmağı çift kıldı. Gönlü [kalbi] yaratdı. Rûhu ona çift kıldı. Nefesi yaratdı. Râyihâyı ona çift kıldı. Dîni yaratdı. Kemâli ona çift kıldı. (Bugün dîninizi temâm etdim!) [Mâide sûresi 3.cü âyet-i kerîme meâli].