Buyurdu ki: (Yâ Alî, Sen benim yanımda, Hârûnun Mûsâ “aleyhimesselâm” yanında olduğu gibisin. Benden sonra Peygamber gelmez.) Çok gördüm ki, Ömer “radıyallahü teâlâ anh” onun ile meşveret ederdi. Eğer bir mes’elede müşkili olsa idi, Alî burada mıdır, der idi. Mu’âviye “radıyallahü anh” o kişiye dedi ki, kalk, Allahü tebâreke ve teâlâ ayaklarına kuvvet vermesin. O kişinin adını kendi divânından sildi.
4– Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” buyurdu ki, bir vakt Mu’âviye “radıyallahü anh” bir hâcetinden dolayı benim yanıma gelmiş idi. Alîden “radıyallahü anh” bahs etdi. Ben dedim, üç haslet Alî de vardır ki, eğer o üçden birisi bende olsaydı, bana dünyâdan ve içindekilerden sevgili gelirdi. İşitdim ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu, (Her kim ki ben onun velîsiyim. Alî de onun velîsidir.) [Beni seven Alîyi de sever.] Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden işitdim ki, Hayber günü buyurdu: (Yarın ben bayrağı bir kimseye vereyim ki, Allahü teâlâ ve Resûlü onu severler. Ve o da Allahı ve Resûlünü sever.) Alemi [bayrağı, sancağı] Alîye verdi. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden işitdim ki, buyurdu:(Yâ Alî! Sen benimle; Hârûnun Mûsâ “aleyhimesselâm” ile olduğu gibisin.)
5– Câbir bin Abdüllah “radıyallahü teâlâ anh”, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden rivâyet etmişdir. Buyurdular ki: (O beni mi’râca iletdikleri gece, göklerde hicâblardan geçdim. Hicâbların arasından bir nidâ edici nidâ etdi ki, (Yâ Muhammed! Senin baban İbrâhîm ne güzel babadır. Alî bin Ebî Tâlib ne güzel kardeşdir. Ona hayr ile vasıyyet eyle.)) Hasen-i Basrî, Enes bin Mâlikden “radıyallahü teâlâ anh” rivâyet eyler. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: (Üç kimse vardır ki, Cennet onlara müştakdır. Alî bin Ebî Tâlib, Ammâr bin Yâser, Selmân-ı Fârisî “radıyallahü teâlâ anhüm”).
6– Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” buyurdu ki: Bir gün hazret-i Mu’âviye bana dedi ki, Alîyi sever misin. Ben onu nice sevmiyeyim ki, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri hazret-i Alîye buyurdu ki: (Yâ Alî! Sen bana, Hârûnun Mûsâya “aleyhimesselâm” yakınlığı gibisin!) Bedr gününde onu gördüm.