593

Güneş batıncaya kadar kaldırmadı. O sırada, güneş batdı. Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri ikindi nemâzını kılmamışdı. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri vahyden sonra, önceki hâline geldi. Buyurdu ki, yâ Alî! Senin ikindi nemâzı geçdi mi. Evet, yâ Resûlallah! Kımıldayamadım, kaldım, dedi. Ancak nemâzı îmâ ile kılmışdı. Hazret-i Habîbullah, güneşe emr buyurdu. Güneş geri dağın üzerine çıkıp, durdu. Hazret-i Alî, nemâzını kıldı. Esmâ binti Ümeys der ki, gurûb vaktinde güneşden buzağı sesi gibi bir ses geldi.

Resûl-i ekremden sonra, hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” Bâbile giderken, Fırat nehrinin üzerinden geçmek istediler. İkindi nemâzının vakti idi. Eshâbdan bir cemâ’at ile kendileri asr [ikindi] nemâzını kıldılar. Diğer eshâb da hayvanlarını sudan geçirmekle meşgûl oldular. Güneş batdı. Nemâzlarını kılamadılar. Hazret-i emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” düâ eyledi. Allahü Sübhânehü ve teâlâ güneşi yerine getirdi. Nemâz kılmıyanlar, nemâzlarını kıldılar. Güneş yine batdı. O esnâda güneşden bir korkulu ses çıkdı. Eshâb korkdular. Şöyle ki, tehlîl, tesbîh ve istigfâr ile meşgûl oldular.(Şevâhid-ün nübüvve)den alınmışdır.

Seksenyedinci Menâkıb: Selmân-ı Fârisî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri rivâyet etmişdir. Yağmurlu bir günde mescidde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin huzûr-ı şerîflerinde, Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” hazretlerinden bir cemâ’at ile oturmuşduk. O sırada yüksek ses ile birisi, Esselâmü aleyküm, dedi. Hepimiz sesi işitdik. Ammâ selâm vereni görmedik. Hazret-i Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” selâmı alıp, bize buyurdu ki; (Cin tâifesinden kardeşiniz, selâmını alınız!) Hepimiz, aleyküm selâm, dedik. Fahr-i âlem hazretleri buyurdular ki, (Sen kimsin!). Yâ Resûlallah! Köleniz, cin tâifesinden Şemrah oğlu Arfetâyım. Hazret-i Habîbullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki, (Merhabâ yâ Arfetâ! Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri sana rahmet eylesin. Kendi sûretin ile bize görün!) O ân bir kıllı kimse zâhir oldu ki, yüzünü saçı bürümüş, iki gözleri bir tarafda, ağzı göğsünün üzerinde ve fil dişleri gibi dişleri var ve tırnak yerine kıymıkları var.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.