Pes Resûlullah dedi, Haydar hani,
Zahr-i islâm fethi o server hani.
Hâzır idi, dedi, lebbeyk, şâh hemân,
Yâ Resûlallah, buyur dedi revân.
Varayım ben onu bîcan edeyim,
Kan ile toprakda galtan [yuvarlanıcı] edeyim.
Pes Resûlullah dedi, var yâ Alî,
Kim, sana nusret yakındır yâ Velî.
Bil ki Allah, hem Resûlullah sana,
Kim, meded edicidir önden sona.
Şâh-ı Merdân kasdı meydân eyledi,
Girdi, hoş, şâhâne cevlân eyledi.
Dâvüd-ı Şa’yâ onu gördü hemân,
Hamle kıldı, ya’nî kim vermez emân.
Kâfirin çün hamlesini gördü imâm,
Çekdi kınından kılıncını temâm.
Nâra atıp, şöyle haykırdı ona,
Aklı gitdi kâfirin, kaldı dona.
Titredi a’zâları pes ol la’în,
Atını ardına sıçratdı hemîn.
Pes, çekildi bir yere, durdu geri,
Kim, dağılmış aklını derdi geri.
Hem dedi kim, yâ yiğit nedir adın,
Kim bu resme havf ve heybet eyledin.
Şâh-ı Merdân dedi adımdır, Alî,
Dedi kâfir, seni isterim belî.
Nâra atdı, çekdi kılıncın la’în,
Şâh-ı Merdân üstüne sürdü hemîn.
Şâh onu gördü ki, bir hoş pehlivân,
Pes, mudâra etdi onunla hemân.
Ya’nî, kim tutam idem dedi esîr,
Tâ müslimân ola, bir rükn ola dîr.
Nâgehân bir kılınç vurdu o la’în,
Şâh-ı Merdân başına erdi hemîn.
Aldı kalkana hem ol dem şâh onu,
Çün, müslimân olmaz ol bildi onu.
Pes, kalkdı, nâra atdı ol Emîr,
Bir kılınç vurdu ona ol nerre şîr [erkek arslan].