(Nebîlerden), hazret-i Resûl-i ekrem “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, (Sıddîklardan), mübâlega ile sâdık olanlardan, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri, (Şehîdlerden), Ömer-ül Fârûk “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri, (Sâlihlerden), Osmân “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri, (Onlar ne güzel refîkdir) buyurulması, Alî bin Ebî Tâlib “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. Meâl-i şerîfi(Bu fadl Allahdandır) olan Nisâ sûresi 70.ci âyet-i kerîmesi ile Ehl-i sünnetin kalbindeki Habîbullahın ve Çihâr yâr-i güzînin ve eshâbının sevgisi, Allahü teâlâdan olduğunu bildirmekdedir.
10– Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri [Mâide sûresi 55.ci âyetinde meâlen], (Sizin velîniz ancak Allahü teâlâ ve Resûlüdür…) buyuruyor. Ya’nî, mü’minlerin velîsi, Allahü teâlâdan sonra Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleridir. (Îmân eden kimselerdir); buyurulmakla, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri kasd edilmekdedir. (Nemâzlarını kılarlar); buyurulmakla, Ömer-ül Fârûk “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri kasd edilmekdedir. (Zekâtlarını verirler) buyurulmakla, Osmân bin Affân “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri kasd edilmekdedir.(Rükû’da sadaka verirler) buyurulmakla, Alî “radıyallahü anh” kasd edilmekdedir. Müfessirler buyurmuşlardır ki, bir dilenci mescide gelip, birşey istedi. O sırada hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” o mescidde nemâzda olup, rükû’a varmış idi. Rükû’ içinde yüzüğünü işâretle çıkarıp, o dilenciye verdi. [Mâide sûresi 56..cı âyetinde meâlen], (Kim Allahü teâlâyı, Resûlünü ve mü’minleri dost edinirse, bilsin ki, şübhesiz Allahü teâlâdan yana olanlar üstün gelirler) buyuruldu. Allahü teâlânın Resûlünü “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ve mü’minleri velî edinenler, Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” hazretlerinin düşmanları üzerine gâlib gelirler.
11– Allahü teâlâ [Enfâl sûresi 2.ci âyet-i kerîmesinde meâlen], (Hâlis mü’minler o kimselerdir ki, Allahü teâlânın ismi zikr olununca, kalblerinde korku hâsıl olur) buyurdu. Bu, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” içindir. (Onlara Allahü teâlânın âyetleri zikr olunduğu zemân îmânları ziyâde olur) buyurulması, hazret-i Ömer-ül Fârûk “radıyallahü teâlâ anh” içindir.