Burada Ömer-ül Fârûk “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. [Aynı sûrenin 21.ci âyetinde meâlen buyuruluyor]: (Allahü teâlânın sıla etmesini emr etdiği kimselere sıla-i rahm ederler. Rablerinden korkarlar. Hesâbın zorluğundan korkarlar.) Burada Osmân “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. [Aynı sûrenin 22.ci âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruluyor]: (Onlar Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için sabr ederler [emrleri yapmak ve yasaklardan kaçmak sûreti ile, birbirlerinin rızâsını taleb etmekden ötürü]. Nemâzlarını kılarlar. Ve bizim onlara verdiğimiz rızkdan gizli ve âşikâre olarak infâk ederler. Kötülüğe iyilik ile karşılıkda bulunurlar. Cennet serâyı onlar içindir.) Burada Alî “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. [Aynı sûrenin 23-24.cü âyetlerinde meâlen buyuruluyor]: (Adn Cennetine dâhil olurlar şu kimseler ki, onların babaları, hanımları ve çocukları sâlih amel işlemiş olurlar. [Bu mü’minler Adn Cennetine dâhil olurlar.]Melekler onların yanına gelirler. Her kapıdan girdiklerinde selâm verirler. Dünyâda yapdığınız sabr sebebi ile, ne güzel serâya kavuşdunuz derler.) Ya’nî Çihâr yâr-i güzîn “radıyallahü teâlâ anhüm” hazretlerinin dostlarınındır, demekdir.
Mukâtil, kendi tefsîrinde nakl etmişdir ki, dünyâ günlerinden bir gün bir gece mikdârı zemânda melekler üç kerre onların yanlarına gelip selâm verirler ve hediyye getirirler. Derler ki, hoş olsun size ey Çihâr yâr-i güzîn muhibleri [sevenleri]. Bütün bu ni’metleri ve kerâmetleri onların dostluğu sebebi ile buldunuz.
15– Mü’minûn sûresi birinci âyet-i kerîmesinde meâlen; (Mü’minler, muhakkak felâh buldular)buyuruldu. İkinci âyet-i kerîmesinde, meâlen, (Onlar, nemâzlarında huşû üzere olan kimselerdir)buyuruldu. Burada Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” kasd edilmekdedir. Üçüncü âyet-i kerîmesinde meâlen, (Öyle mü’minler ki, lehv ve la’bdan kaçarlar) buyuruldu. Burada Ömer-ül Fârûk “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. Dördüncü âyet-i kerîmede meâlen, (Zekâtlarını veren mü’minler) buyurulmakdadır. Burada Osmân “radıyallahü teâlâ anh” kasd edilmekdedir. Beşinci âyet-i kerîmede meâlen, (Öyle mü’minler ki, kendi ferclerini harâmdan hıfz edici olurlar)buyuruldu.