Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her kim bir kerre İnnâ a’taynâ sûresini okursa, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri, o kimseye, Cennetde o kadar ni’met ve hil’at, makâm ve derece verir ki, temâmı, yeryüzü doğudan-batıya kadar deve ile dolu olsa ve her deve üzerinde bir kitâb olsa, her kitâbın eni ve uzunluğu bütün yeryüzü kadar büyük olsa, o kitâbların temâmı kıl kalem ile ince yazılmış olsa, cümlesi bu sûre-i azîmeyi okuyanın kazandığı ni’metlerin, mülklerin, köşklerin, çardakların, odaların vasflarını açıklamaya ancak yeter.)
Allahü teâlâ hazretleri Muhammed Mustafâ “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerine buyurdu ki: (Biz sana senden ötürü ve senin ümmetinden ötürü bir havz i’tâ etdik. Bütün Peygamberler ve ümmetleri o kıyâmet günü o havzın şerâbını arzû edici olurlar.) Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri o günde Cebrâîl aleyhisselâmdan İnnâ a’taynâ sûresini işitdi. Sonra Mi’râca çıkdığında, gözleri ile gördü.
Eshâb-ı güzîn “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” arasında Kevser havzından bahs edilmediği ân az olur idi. Dünyâda, yaratıldığı ândan beri Havz-ı Kevsere benzer bir havz görülmemişdir. Bundan sonra da kıyâmete kadar olması mümkin değildir. Onu gördükden sonra, onun akması sesini işitdi. Murâd etdi ki [istedi ki], Kevser havzının sesini vasf etsin. Mümkin olmadı. Zîrâ o ibâre Eshâb-ı güzînin kudretine ve fehmine sığmaz. Cebrâîl aleyhisselâm geldi ve dedi ki, yâ Resûlallah! Allahü teâlâ buyurdu ki: (Sen onun sesini vasf etmekde zorluk çekiyorsun. Eshâbının da fehm etmeğe[anlamağa] kudretleri yokdur. Biz kemâl-i lütfumuz ile, zahmetsiz ve sıkıntısız, Kevser havzı suyu dört ırmağının sesini işitdirdik ki, havz-ı kevsere gider. Su, süt, şerâb ve bal ırmaklarından gider. İşte senin eshâbına ve ümmetine gösterdik. Her kim isterse ki, söyle, iki parmağını iki kulağına koysun. O sesi bunca yıllık yoldan kendi kulağı ile işitir.)
33– Kevser havzı vasfı için söylenen haberler devâmla şöyledir. Abdüllah bin Ömer “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerinin rivâyet etdiği hadîs-i şerîfde, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (Muhakkak benim için bir havz vardır. Rabbim bana va’d etmişdir.