Beş maddeli kıymetli sözler: Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, bir hadîs-i şerîfde buyurdular ki:(Her kim beş nesneyi hakîr ve hor görse, beş nesneden mahrûm olur. Bir kimse ulemâyı hakîr görse, dinden mahrûm olur ve dînine ziyân eder. Bir kimse ümerâyı[âmirleri] hakîr görse, dünyâdan mahrûm olur. Bir kimse akrabâsına istihfâf etse [hafîf görse], mürüvvetden mahrûm olur. Bir kimse kendi ehline istihfâf etse [aşağı görse], ma’îşetden mahrûm olur. Bir kimse komşularına istihfâf etse [aşağı görse], menfe’atlerinden mahrûm olur.) Yine Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri, bir hadîs-i şerîfde buyurdular ki:(Muhakkak Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri bir kimseye beş şeyi hâzırlamadan beş şeyi vermez. Bir kimseye, ni’metini artdırmasını hâzırlamadıkça şükr vermez. Kabûl etmeği hâzırlamadıkça düâ vermez. Afv etmeği hâzırlamadıkça istigfâr vermez. Kabûl edeceğini hâzırlamadıkça tevbe vermez. Karşılığını hâzırlamadan sadaka verdirmez.)
Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden mervîdir. Buyurdular ki: (Beş zulmetin beş ışığı vardır. Dünyâ zulmetdir. Işığı, tâ’atdır. Günâh zulmetdir. Işığı tevbedir. Kabr zulmetdir. Işığı, Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullahdır. Âhıret karanlıkdır. Bunun ışığı, sâlih ameldir. Sırat karanlıkdır. Işığı, yakîndir.) (Münebbihât)dan bizde olan nüshasında, kabr zulmetine ışık, Lâ ilâhe illallah, yazılıdır. Lâkin Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin menâkıb-ı şerîflerinde zikr olundu ki, Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah sözlerini birbirinden ayrı dememişdir. Son menâkıbda mufassal beyân olunmuşdur. Bu âdet-i şerîfleri bozulmasın diye, burada da berâber yazıldı. En doğrusunu Allahü teâlâ bilir.
Ömer “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden mervîdir. Merfû olarak, Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Eğer böyle olmasa idi, ya’nî Allahü âlem, bu şehâdete magrûr olup, ibâdete ve tâ’ate tenbellik edip, gevşek davranmasalardı, beş kimseye şehâdet ederdim ki, muhakkak onlar Cennet ehlindendir. Birisi, ıyâl [çoluk-çocuk] sâhibi olan kimse. Birisi, zevci ondan râzı olan hanım. O hanım ki, mehrini ve çeyizini zevcine hediyye eder. Birisi o kimse ki, vâlideyni [anne-babası] ondan râzı olur. Birisi o kimse ki, günâhdan tevbe eder.)