Ey Ebû Bekr! Sen hilâfet burcunun güneşisin,
Hem Ömer-ül Fârûk, fethler yapıp, islâmı yayandır.
Osmân-ı Zinnûreyn kalbinin kanı ile boyadı Furkânı,
Aliyyül Mürtedâ rikâbda kılınçla yardı düşman saflarını.
•
Çâr-ı divâr-ı serây-ı dîn-i Ahmed Çâr-ı yâr,
Ya’nî Ebû Bekr ve Ömer ve Osmân ve Alî nâmdâr.
Cennet içre onların ervâhını şâd eylesin,
Ol kerîm-ü ol rahîm ve o gafûr Girdigâr.
•
Serverimiz yâr-i oldu çâr-ı yâr bâ vefâ,
Yâr Ebâ Bekr oldu fâik der-i bâ sıdk ve safâ.
Çekdi o, onun yolunda şikâyet etmeden çok cefâ,
Seyyidimiz yârımızdır çâr-ı yâr-i Mustafâ.
Birinin nâmı Ömer ki, o adliyle meşhûrdur,
Küfr zulmetini ve dalâleti def’ eden bir nûrdur.
Sevmiyen makhûr ânı her kim sever mensûrdur,
Seyyidimiz yârımızdır çâr-ı yâr-i Mustafâ.
Biri zinnûreyn-i tâbân hazret-i Osmândır,
Tuğyânı, cehli kesen ve câmi’i Kur’ândır.
Sâhib-i hilm ve hayâ ve kâmil-i îmândır,
Seyyidimiz yârımızdır çâr-ı yâr-i Mustafâ.
Birisi kân-ı sehâvetdir şehî düldül süvâr,
Heybet-i seyfin görenler dediler bî ihtiyâr.
Kılıç yalnız Zülfikârdır, yiğit ancak Alîdir,
Seyyidimiz, yârımız, çâr-ı yâr-i Mustafâ “aleyhisselâm”.
Kırkaltıncı Menâkıb: Allahü Sübhânehü ve teâlâ azze şânühü mi’râc gecesi, Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimiz hazretlerinin mubârek terinden kızıl gül halk etdi [kırmızı gül yaratdı]. Allahü tebâreke ve teâlâ Lût kavmini helâk etmeğe Cebrâîl aleyhisselâm hazretlerini gönderdi ki, o zemân da Cebrâîl o gecenin şiddetinden terledi. Allahü teâlâ hazretleri onun mubârek terinden ak [beyâz] gülü halk etdi [yaratdı].