593

Kadıncağıza hitâb edip, buyurdular ki, benim kim olduğumu bilir misin? Bilmem, deyip, cevâb verdi. İmâm hazretleri buyurdu ki, o üç yiğit, bir zemân senin çadırına uğradılar. Sen onlara süt içirdin. Keçiyi kesdiler. Onların biri, benim. Emr etdi, bunlara ziyâde ikrâmda bulundular. Hikmet-i Rabbânî imâm hazretlerinin yanında fazla bir şey bulunmadığından, beyt-ül mâl emînine adam gönderdiler. Bize bin dirhem gümüş ve yüz koyun versin. İnşâallah biz yine veririz, dediler. Beyt-ül mâl emîni verdi. Huzûr-ı şerîflerine getirdiler. Temâmını kadıncağıza verip, bizi ma’zûr tut, dedi. Yanlarına adam verip, imâm-ı Hasen “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine gönderdi. İmâm-ı Hasen de bunları iyi karşılayıp, yanında bulunduğu kadar ikrâm etdi. Ve onların yanında fazla nesne bulunmadığı için, beyt-ül mâl emînine adam gönderip, bin dirhem ile ikiyüz koyun karz [ödünç, borç] aldılar. Hepsini o kadıncağıza verip, özr dilediler. Sonra yanlarına bir adam verip, Abdüllah bin Ca’fer hazretlerine gönderdiler. Abdüllah hazretleri, imâmlar ile buluşdunuz mu diye süâl etdi. Evet, onlardan geliriz, dediler. Abdüllah hazretleri buyurdu: Ne olaydı, önce bizim yanımıza gelseydiniz! Zîrâ onların ellerinde, dünyâ malı karâr etmez [bulunmaz]. Hâzır nesneleri bulunmadığı için, belki ızdırâb çekmişlerdir. Bunlar dediler ki, her biri biner dirhem ve yüz ve ikiyüzer koyun ihsân etdiler. Abdüllah hazretleri çok ni’metler verip, ikibin dirhem ve dörtyüz koyun ihsân etdi. Hazret-i Abdüllah bin Ca’fer varlıklı idi. Ondan sonra, kadıncağız kocası ile dörtbin dirhem gümüş ve bu kadar [yediyüz] koyunu alıp, sevinerek evlerine döndüler. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin evlâdının sehâveti [cömerdliği, ikrâmları] bu mertebede olunca, lâyık olan odur ki, ümmeti olan kişi dünyâya rağbet etmeyip, eline geçeni infâk edip, onların izinden gidip, tâ ki, dünyâda müslimânlıkları ma’mûr, âhıretde de günâhları afv edilmiş olur.

Dokuzuncu Menâkıb: Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” hazretlerinden nakl edilmişdir: Ben Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin huzûrunda idim. Hazret-i Fâtıma “radıyallahü teâlâ anhâ” ağlıyarak gelip, dedi ki, yâ babacağım! Hasen ve Hüseyn evden çıkıp, gitdiler. Uzun müddet geçdi. Alî de evde yok ki, gidip, onları çağırsın. Ne yapacağız? Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu ki: Yâ Fâtıma! Gam yime.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.