593

Misâfirin belâgı gibi. İbâdet edenlerden maksad ise, o mü’minler ki, Allahü teâlâya ibâdet edenlerdir. İbni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ”, (âlimler) olarak açıkladı. Ka’b-ül ahbâr ise, ümmet-i Muhammedin, beş vakt nemâz kılanları ve oruc tutanlarıdır, diye açıkladı.

24– Bir fârisî risâleden terceme olunmuşdur: Hazret-i Süleymân “alâ nebiyyinâ aleyhissalâtü vesselâm” bir gün, deniz kenârında oturmuşlar idi. Bir karıncanın geldiğini gördü. Ağzında bir yeşil yaprak tutardı. Deniz kenârına ulaşdı. Sudan bir kurbağa çıkdı. O yaprağı karıncadan alıp, denize döndü. Karınca geri döndü. Karıncadan sordular ki, bunun hikmeti nedir. Karınca cevâb verdi ki, bu deryânın ortasında, Allahü Sübhânehü ve teâlâ hazretleri bir taş halk etmişdir. O taşın arasında [içinde] bir kurdcağız [böcek] halk etmişdir. Beni onun rızkına sebeb etmişdir. Ben her gün o nesneyi, ona yetecek kadar rızkı getiririm. Deniz kenârına ulaşdırırım. Allahü teâlâ hazretlerinin, kurbağa sûretinde yaratdığı bir meleği o rızkı benden alır, o kurdcağıza [böceğe] verir. O böcek, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretlerinin kudreti ile, fasîh dil ile söyler ki; Sübhânallah ki, beni halk etdi, deniz ortasında ve taş arasında bana mekân verdi. Benim rızkımı unutmadı. İlâhî, ümmet-i Muhammedi ümîdsiz etme!

25– (Mesâbîh)de, Kitâb ve sünnete sıkı sarılmak bâbının hasen hadîsler kısmında, Bilâl bin Hâris-el Müzenî “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinden rivâyet edilmişdir. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki: (Bir kimse, benim terk edilmiş veyâ unutulmuş sünnetlerimden bir sünnetimi, meselâ cemâ’at ile nemâz kılmak gibi, bayram nemâzı gibi, Kur’ân-ı azîm-üş-şânı kırâ’et etmek gibi ve ilm tahsîli gibi, ihyâ etse, kendi amel etmekle, yâ ondan yana tergîb ile muhakkak o kimseye, onunla amel edenlerin ecri kadar onların ecrlerinden bir şey noksan olmaksızın, ecr verilir. Bir kimse, bid’at, dalâlet ihdâs etse [çıkarsa] ki, Allahü tebâreke ve teâlâ ve Resûlü ona râzı olmaz.)

Bid’at iki nev’dir. Biri hasenedir. İmâmların ihdâs etdikleri âdet-i hasenedir. Meselâ minâre gibi. Birisi seyyiedir. İmâmların inkâr etdikleri bid’atlerdir. Kabr üzerine binâ etmek gibi. Bid’ati ihdâs eden kimsenin üzerine, onunla amel edenlerin günâhları da yüklenir ve onların günâhından bir şeyi eksilmez.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.