593

Hizmetci gönderip, kendi se’âdethânesinden renkli-ipekli kaftanlar getirtip, herbirini bir devenin yükü üzerine çekdiler. Renkli ipekli kumaşlar ile çeyizleri iletirler. Tâ ki, Muhammedül-emîn hazretlerini kötüleyenler, zemmedenler, hased edenler; üzüntülü, gamlı olsunlar. Bütün Mekke-i mükerreme ehline ma’lûmdur ki, Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinin malı yokdur. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” malını ve mülkünü hazret-i Muhammede “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” fedâ etmişdir. O develeri, üzerlerinde ipekli-renkli kumaşlar ile örtülü olarak, sesli olarak Mekke-i mükerremeyi dolaşdırarak, Hadîcenin “radıyallahü teâlâ anhâ” se’âdethânesine iletdiler. Cümleye ma’lûm oldu ki, bu hazret-i Hadîcenin çeyizidir. Muhammedül-emîn getirmişdir. Sıddîk-ı Ekberin bunun gibi, hizmet-i şerîfleri ve i’âne-i haseneleri, sayısızdır “radıyallahü teâlâ anh”.

Altmışbirinci Menâkıb: Enes bin Mâlik “radıyallahü anh” rivâyet edip, buyurdular ki; Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerinden, Ebû Bekrin “radıyallahü teâlâ anh” o kadar üstünlüğünü işitdim ki, hayretde kaldım. Server-i âlem hazretleri, bu dünyâdan, öbür âleme göç etdiler. Bir gece Sultân-ı Enbiyâyı rü’yâda gördüm. Önüne bir tabak hurma koymuşlar. (Yâ Resûlallah! Hak sübhânehü ve teâlânın sana verdiği o nesneden bana da ver!) dedim. Bana bir hurma verdi. Dedim, (Yâ Resûlallah! İhsânınızı artdırınız). Böyle böyle dokuz hurma verdi. Yine yâ Resûlallah, tekrar ver dedim. Uykudan uyandım. Bakdım, dokuz hurmayı elimde buldum. Bilâlin “radıyallahü teâlâ anh” ezân sesini işitdim. Abdest alıp, mescide geldim. Sabâh nemâzını Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin arkasında kıldım. Nemâzdan sonra bir sâat başımı önüme salıp, tesbîh çekdim. Başımı kaldırdım. Hazret-i Sıddîkı gördüm. Mubârek arkasını mihrâba vermiş. O rü’yâmda, Resûlullah hazretlerinin önünde gördüğüm hurma tabağını şimdi, hazret-i Sıddîkın önünde konulmuş gördüm. Dedim ki: Yâ halîfe-i Resûlillah! Allahü teâlânın sana verdiği ni’metlerden bana da ver. Bana bir hurma verdi. Dedim, artdır. Bir hurma dahâ verdi. Dokuz hurmaya dek bana verdi. Ben dedim: Yâ halîfe-i Resûlillah, artdır. Buyurdu ki: Yâ Enes! Eğer gece Resûlullah hazretleri ziyâde verse idi, ben de ziyâde verirdim.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.