Bu günâh, kazâ edince afv olmuyor. Kazâ edince, yalnız namâzı kılmamak günâhı afv olur. Bir kimse namâzları kazâ etmedikçe, yalnız tevbe ile afv olmaz. Kazâ etdikden sonra tevbe ederse, afv olması ümîd edilir. Tevbe ederken kılmadığı namâzları kazâ etmesi lâzımdır. Kazâ etmeye gücü varken, kazâ etmezse, ayrıca büyük bir günâh işlemiş olur. Bu büyük günâh, her namâz kılacak kadar [6 dakîka] boş zemân geçince, bir evvelki azâb zemânı kadar artmakdadır. Çünki namâzı, boş zemânlarda hemen kazâ etmek de farzdır. Kazâ kılmağa ehemmiyyet vermiyen sonsuz yanacakdır.(Umdet-ül-islâm) ve (Câmi’-ül fetâvâ)da diyor ki, (Düşman karşısında, bir farz namâzı kılmak mümkin iken, terk etmek, yediyüz büyük günâh işlemiş gibi günâhdır.) Kazâyı gecikdirmenin günâhı, vaktinde kılmamak günâhından dahâ çokdur. Bir namâzın ilk kazâsını kılmağa niyyet ederek, bir kazâ kılınca, bu günâhların hepsi afv olur.
AÇIKLAMA: (Sünnetler Yerine Kazâ Kılınır mı?)
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri (Fütûh-ul gayb) kitâbında diyor ki: Mü’minin en önce farzları yapması lâzımdır. Farzlar bitdikden sonra, sünnetleri yapar. Ondan sonra nâfilelerle meşgûl olur. Farz borcu varken, sünnet ile meşgûl olmak ahmaklıkdır. Farz borcu olanın sünnetleri kabûl olmaz. Alî ibni Ebî Tâlib “radıyallahü anh” bildiriyor: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Üzerinde farz borcu olan kimse, kazâsını kılmadan nâfile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur. Bu kimse, kazâsını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile namâzlarını kabûl etmez). Abdülkâdir-i Geylânînin yazdığı bu hadîs-i şerîfi şerheden Hanefî mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: (Bu haber, farz borcu olanların, sünnetlerinin ve nâfilelerinin kabûl olmıyacağını göstermekdedir. Sünnetlerin, farzları tamamlıyacağını biliyoruz. Bunun ma’nâsı farzlar yapılırken, bunların kemâllerine sebeb olan birşey kaçırılırsa, sünnetler, kılınan farzın kemâl bulmasına sebeb olur. Farz borcu olanın kabûl edilmeyen sünnetleri bir işe yaramaz).
Kudüs kâdısı Muhammed Sâdık Efendi, fâite namâzların kazâ edilmesini anlatırken, şöyle bildirmekdedir: Büyük âlim İbni Nüceym hazretlerine soruldu ki, (Bir kimsenin kazâya kalmış namâzları olsa, sabâh, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini bu namâzların, kazâlarına niyyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur mu?).