Bizim için düâ buyurunuz, dediler. Resûlullah onlar için düâ etdi. Memleketlerine döndüklerinde düâ edildiği gün yağmur yağmış olduğunu gördüler.
• Necâşînin kız kardeşinin oğlu Firûz Deylemî “radıyallahü anh” hicretin onuncu senesinde Medîneye gelerek îmân etdi. Peygamberlik iddiâsında bulunan Esved-i Anesîyi o öldürdü. Onu öldürdüğü gecenin sabâhında Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâb-ı kirâma, dün gece Esved-i Anesî öldürüldü, buyurdu. Yâ Resûlallah! Onu kim öldürdü diye sorduklarında, mubârek bir hânedândan mubârek bir kimse öldürdü. Onun ismi Firûzdur dedi ve Firûz muzaffer olsun diye düâ buyurdu.
• Hicretin onuncu senesinde müslimân olmak için Medîneye gelen hey’etlerden biri de, Kinde kabîlesinin hey’eti idi. Bu hey’et aralarına meliklerinin oğlu Vâil bin Haceri de almışlardı. O şöyle demişdir: Ben Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna çıkmadan önce, Eshâb-ı kirâm bana, senin geleceğini Resûlullah bize üç gün önceden müjdeledi dediler. Sonra Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna gidip, müslimân oldum.
• Sa’d bin Ebî Vakkâs “radıyallahü teâlâ anh” vedâ haccı sırasında hastalanmışdı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ziyâretine gitdi. Yâ Resûlallah! Herhâlde ben Mekkede Eshâbından geri kalacağım deyince, İnşâallah Allahü teâlâ sana sıhhat verecek. Çünki, senden çok hayrlar ve fâideli işler meydâna gelecek. Bir kavm senden iyilikler görecek. Bir kavmi de zarara uğratacaksın, buyurdu. Sonra sıhhatine kavuşdu. Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü anh” zemânına kadar yaşadı. Irakı feth etdi. Mürtedlerle yapılan muhârebelerde çok savaşıp büyük işler yapdı. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurduğu gibi mürtedlere büyük zararlar verdi.
• Eshâb-ı kirâmdan biri şöyle anlatmışdır. Vedâ haccında Mekke evlerinden birine girdim. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” orada idi.