Sonra üzümü bırakıp kalkdı. Me’mûn, nereye gidiyorsunuz diye sorunca, gönderdiğin yere gidiyorum, buyurdu. Mubârek başına bir şey örtmüş olduğu hâlde dışarı çıkdı. Kendisiyle konuşmadık. Evine gitdi ve emri üzere kapısı kilitlendi. Yatağının üzerine yatdı. Ben evin içinde üzüntülü bir hâlde duruyordum. O sırada İmâm-ı Alî Rızâya “radıyallahü anh” çok benzeyen, güzel yüzlü, misk kokulu bir genç içeri girdi. Yanına koşdum. Kapı kilitli idi, nereden girdin, dedim. Beni Medîneden buraya bir sâatde getiren kimse içeri aldı. Ben Hüccetullah Muhammed bin Alînin babasının yanına girerken, bana sen de gir diye söyledi, dedi. İmâm-ı Alî Rızâ “radıyallahü anh” onu görünce, yerinden kalkdı. Kucaklayıp bağrına basdı ve iki gözünün arasından öpdü. O da yüzünü babasının yüzüne koyup, gizlice bir şeyler konuşdular, ben anlayamadım. Sonra İmâm-ı Alî Rızânın dudaklarının üstünde kardan beyâz bir köpük gördüm. Sonra elini İmâm-ı Alî Rızâ hazretlerinin elbisesi ile göğsü arasına sokdu. Serçe gibi bir şey çıkarıp yutdu. İmâm-ı Alî Rızâ “radıyallahü anh” kendinden geçip, vefât etdi.
Muhammed bin Alî “radıyallahü anh” bana: Ey Ebussalt, kalk ambardan su ve tahta getir, dedi. Orada su ve tahta yokdur, dedim. Sana söylediklerimi tut, dedi. Gidip su ve tahta bulup getirdim. Yıkamak için yardım edeyim, dedim. Bana yardım eden vardır, buyurdu. Kendisi cenâzeyi yıkadı. Sonra bana, ambarda bir dolapda kefen ve hanût, güzel koku var, getir buyurdu. Gidip getirdim. Kefenledi. Tabut getir, buyurdu. Marangoza yapdırmak istedim. Ambarda var, buyurdu. Gidip bakdım, hiç benzerini görmediğim bir tabut gördüm. Alıp getirdim. Cenâzeyi tabuta koydu ve iki rek’at nemâz kıldı. O henüz nemâzını bitirmeden tabut yükseldi, evin damı yarılıp, oradan yukarı çıkdı. Muhammed bin Alî hazretlerine, şimdi halîfe Me’mûn gelirse ne yaparız, dedim. Sâkin ol, tabut biraz sonra geri gelir, bir Peygamber şarkda ve vasîsi garbda vefât etse, Allahü teâlâ onların bedenlerini ve rûhlarını bir araya getirir, buyurdu. Henüz sözlerini bitirmeden evin damı yarıldı, tabut aşağı indi.