Şî’î adındaki kimselerin yanlış yazılarına vesîkalarla cevâb vermekdedir. 1227 [m. 1811] senesinde, Hindistânda hâfız Muhammed bin Muhyiddîn Eslemî tarafından arabîye terceme edildi. Bu arabîyi Irâk âlimlerinden Ebülfevz Muhammed Emîn bin Alî Süveydî ve ayrıca seyyid Mahmûd Şükri Âlûsî 1301 [m. 1883] de arabî olarak kısaltmışlardır. (Muhtasar-ı Tuhfe) adındaki ikincisi, 1315 [m. 1896] de Bombayda ve 1373 [m. 1953] de Kâhirede ve 1396 [m. 1976] da, ofset yolu ile İstanbulda basıldı. Bekara sûresinin yüzseksendördüncü âyetine kadar ve yirmidokuzuncu ve otuzuncu cüz’lerin fârisî tefsîri olan (Tefsîr-i Azîzî)si de çok kıymetlidir. 1386 [m. 1966] da Kâbil şehrinde basılmışdır. 455, 765, 903, 993, 1011.
7 — ABDÜL’AZÎZ BİN SÜ’ÛD: Sü’ûd oğullarından iki Abdül’azîz vardır. Birincisi Abdül’azîz bin Muhammed bin Sü’ûd olup, 1134 [m. 1721] de tevellüd, 1217 [m. 1803] de Der’ıyye câmi’inde bir şî’î tarafından hançerle öldürüldü. 1178 [m. 1765] de vehhâbîlerin ikinci reîsi oldu. 1217 [m. 1803] de Tâifde Ehl-i sünnet âlimlerini ve kadın, çocuk, binlerce müslimânı katl etdi. Açlıkdan ölenler de çokdu.
İkincisi, Abdül’azîz bin Abdürrahmân bin Faysal olup, 1297 [m. 1880] de Rıyâdda tevellüd, 1372 [m. 1953] de vefât etdi. Sü’ûdî hükûmetinin ondokuzuncu reîsidir. Birinci cihân harbinde İngilizlerle birlikde Osmânlılara karşı harb etdi. O zemân Necdde bundan başka, ibn-ür-Reşîd kabîlesi de vardı. İbn-ür-Reşîd, Osmânlılara sâdık kalıp, Türklerle birlikde İngilizlere ve Sü’ûd oğullarına karşı harb etdi. Sulh oldukdan sonra, Abdül’azîz, İbn-ür-Reşîdi öldürtdü. 13 Ramezân 1338, 1 Hazîran 1920 târîhli İstanbul gazetelerinde şu haber okundu:
(Arabistânın başlıca iki hâkiminden biri olan Necd emîri İbn-ür-Reşîdin öldürüldüğünü on Mayıs târîhli The Times gazetesi yazmışdır. Harb esnâsında İbn-ür-Reşîd Türkiye ile işbirliği yapmışdı. İbn-üs Sü’ûd ise, İngilizlerle birlikde İbn-ür-Reşîde ve Türklere karşı harb etmişdi.) 1337 [m. 1919] ilk aylarında Kuwaitden Riyâda gelerek vehhâbîlerin başına geçdi. 1342 [m. 1924] de İngilizler Tâifi ve Mekkeyi, şerîf Hüseyn efendiden alarak, buna verdiler. 1351 [m. 1932] de Sü’ûdî hükûmeti kurmasını sağladılar. 9 Eylül 1926 da İstanbulda çıkan Son Sâat gazetesi şu haberi vermişdi:
MEDÎNE BOMBARDIMANI
Abdül’azîz tarafından Medîne-i münevverenin bombardıman edilmesi, Hindistân halkı arasında galeyân yapdığını yazmışdık. Hindistânda çıkan (The Times of India) diyor ki: Son zemânlarda Medîneye hücûm ve Kabr-i Nebevîyi bombardıman haberlerinin Hind müslimânlarında husûle getirdiği te’sîri hiçbir hâdise vücûde getirmemişdir. Hindistânın her tarafında bulunan müslimânlar, bu hâdise dolayısı ile o makâm-ı mukaddese ne derece hurmetkâr olduklarını göstermişlerdir. Hindistânda ve Îrândaki bu mühim teessürât, hiç şübhesiz İbni Sü’ûd üzerinde te’sîr yapacak ve onu bütün İslâm memleketlerinin nefretini kazanmamak için, böyle hareketlerde bulunmakdan men’ edecekdir. Hind müslimânları, İbn-üs-Sü’ûde bu fikrlerini açıkça bildirmişlerdir. 461.
8 — ABDÜLBEHÂ ABBÂS: Behâullahın büyük oğludur. Bu da zındık idi. Sultân Hamîd hân, hal’ oluncaya kadar Akkada habs edildi. Hayfaya yerleşdi. Mısr, Avrupa ve Amerikaya giderek Behâîliği yaydı. 1339 [m. 1921] da öldü. Hayfaya gömüldü. Bâbın kemikleri de Îrândan buraya getirildi. Yerine, oğlu Şevkî geçdi. 483, 1179.
9 — ABDÜL EHAD “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Rabbânînin babasıdır. [927] de tevellüd etdi. Genç iken, Hindistânın büyük Evliyâsından olan Abdülkuddüs “kuddise sirruh” hazretlerinin sohbetinde bulundu. İlm öğrenmesini emr etdi. Tahsîlden dönünce, hocası [944] de ölmüşdü. Oğlu olan Rükneddîn-i Çeştî “kuddise sirruh” hazretlerinin sohbetinde yetişdi. Kâdirî ve Çeştî yolunda kemâle erdi. Seksen yaşında iken 1007 [m. 1598] senesinde vefât etdi. Serhend şehri dışında şimâl tarafında medfûndur. Yedi oğlu vardı. Dördüncüsü, İmâm-ı Rabbânî hazretleri idi. 93, 946, 962, 1064, 1163.