871 — ŞEMSÜDDÎN SEHÂVÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Muhammed bin Abdürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m. 1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Şâfi’î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.
872 — ŞEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂŞÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şemsüddîn Muhammed bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ul-gaffâr) adını verdiği (Tenvîr-ül-ebsâr) şerhleri meşhûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâşim bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.
873 — ŞEMS-İ TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Muhammed bin Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” aşkından, yimez, içmez olmuşdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz aldı. Bâbâ Kemâlin yanında şeyh Fahreddîn-i Irâkî de yetişmekde idi. Şeyh Fahreddîn, her keşf ve hâlini, şi’rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Şemseddîne, (Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birşey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi şi’r söyliyemiyorum) dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsân eder ki, o senin adına her ma’rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244] de Konyaya geldi. Şekerrîzân hânına yerleşdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken karşılaşdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu. Aldığı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar vardı. Şemseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Şemseddîn kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek çok üzüldü. Şemseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlânâ (Bu nasıl işdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir, Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demekdir. O hâlde Allah yokdur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına atdı. Başı çok acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster, sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduğuna inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken, yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın oğlu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diğer oğlu Behâüddîn Sultân veled rü’yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.
874 — ŞEMSİ AHMED PÂŞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 988 [m. 1580] de Üsküdârda, Şemsi pâşa câmi’ini yapdırmışdır.
875 — ŞEMS-ÜL-EİMME HULVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdül’azîz bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed Şeybânînin (Câmi’ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini şerh etmiş, (Nevâdir), (Mebsût), (Vâkı’ât) ve başka kitâblar yazmışdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.
876 — ŞEMS-ÜL-EİMME-İ SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzondokuzuncu [819] sırada Serahsî ismine bakınız!
877 — ŞEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!
878 — ŞERHABÎL “radıyallahü anh”: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ile konuşmak için Necrandan gelen altmış süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile şereflendi. 370.
879 — ŞERNBLÂLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-İhlâs Hasen bin Ammâr Şernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Şürnblâlî de denir. Câmi’ul-ezherde müderris idi. (Câmi’ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi’ olup, medrese olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi. (Nûr-ül-îzâh) ve bunun şerhı olan (İmdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh) ismlerindeki kitâbı ve kelâm ilminde (Merak-ıs-se’âde) kitâbı ve (Dürer) hâşiyesi çok kıymetlidir.