Çarlık idâresine karşı patlak veren [m. 1917] Şubat ihtilâlini, sosyalist, liberal ve halkçı partiler müştereken yapmışlardı. Fekat, sonradan, aynı senenin Ekim ayında, Leninin liderliğindeki bolşevikler, silâhlı bir ayaklanma yaparak, iktidârı tek başlarına ele geçirdiler. Lenin ve arkadaşları, komünist cem’ıyyete derhâl geçilemiyeceğini söyliyerek, iktisâdî yönden “kollektivist” olan ve siyâsî şekl olarak “işçi diktatoryasına” dayanan bir geçici rejim kurduklarını söylediler. Rejimlerini büyük bir terör içinde yerleşdirmeğe başladılar. Bu terörün netîcesi olarak onbeşmilyon insan öldürüldü. Bunlardan, birmilyonyediyüzaltmışbinini [m. 1917] ile [m. 1923] arasında i’dâm edilenler teşkîl ediyordu. Bu zulm ve i’dâmlar, [m. 1924] yılında, Stalinin Sovyet Rusyanın başına geçmesinden sonra, dahâ şiddetlendi. Merkezi Moskovada olmak üzere, üçüncü Enternasyonal kuruldu. Marksist doktrine bağlı olarak bütün dünyâdaki proleterlerin müştereken bir ihtilâl yapmasına çalışıldı. İkinci Cihân harbinde, Rusyanın batılı demokratik devletlerden yardım istemesi mecbûriyyeti, Stalini [m. 1943] yılında, Üçüncü Enternasyonali ortadan kaldırmak zarûretinde bırakdı. Stalinin [m. 1953] de ölmesinden bir müddet sonra, Krutçef, şiddet usûllerini gevşeterek, Marksist-Leninist sosyalizmin, kapitalist âlemle komünistlerin birlikde yaşadıkları bir dünyâda, kendiliğinden hâkim olacağı görüşünü ileri sürdü. Stalinin ta’kîb etmiş olduğu insâfsız siyâsetin takbîhi, komünist Çinin hücûmuna sebeb oldu. Komünist Çin, Sovyet Rusya idârecilerini, Marksist-Leninist doktrine ihânet etmekle ithâm etdiler. [m. 1964] de Krutçefin iktidârdan uzaklaşdırılmasıyla, Kosigin ve Brejnev gibi yeni Sovyet liderleri komünistlerin parçalanmasını durdurmağa çalışdılar. Fekat, bu gayretleri netîcesiz kaldı. Rusyada komünizm yıkıldı.
İhtilâlci sosyalizm, ihtilâllerle karışıklıklar çıkartılarak, umûmî grevler yaparak, gerilla muhârebeleriyle, ülkenin yabancı komünist kuvvetler tarafından işgâl edilmesiyle veyâ baskın şeklinde hükûmet darbeleri ile, iktidâra hâkim olmağa çalışmakda ve iktidârı ele geçirince, totaliter bir rejim kurmakdadır. Diğer sosyal iktisâdî ve fikrî grupları tasfiye etmekde ve parlamenter rejimi yıkarak, tek parti diktatöryası kurmakdadır.
Sosyalist cereyânlar, sanâyı’leşmenin gelişmesi ile başladı. İktisâden geri kalmış Rusya ve Çin gibi memleketlerde, ihtilâlci ve totaliter bir karakter kazanarak, komünizm şekliyle iktidârı ele geçirdi. Faşizm ve nasyonal sosyalizmde, istihsâl vâsıtaları üzerinde, husûsî mülkiyet hakkı tanınmakdadır. Sosyalizm fikrlerini ortaya koyan Karl Marx, sosyalist cem’ıyyetin ne şeklde olacağını anlatmamışdır.
İhtilâlci sosyalistler, ya’nî komünistler, bu devletleşdirmeği, yalnız ekonomik, ya’nî, iktisâdî sâhada bırakmıyor, politik (siyâsî), kültürel (me’ârif) alana da yayıyorlar ve din, ahlâk, vicdân ve âile hürriyyetlerini de yok ediyorlar. İnsanı, düşünce ve îmân hakkından mahrûm bırakıyorlar. Komünistler, bütün dinlere düşmandır. Çünki, onların işlediği zulm, işkence ve cinâyetleri, yalan ve iftirâları hiçbir din kabûl etmemekdedir. İslâmiyyetden başka bütün dinler, bozuk olduğu, zararlı, yanlış yerleri bulunduğu için, bu dinlerde bulunan insanları, yalan, propaganda ve va’dler ile aldatmak kolay olmakda, dinleri yok edilmekdedir. Fekat, islâm dîni, her kemâli, olgunluğu, üstünlüğü, her se’âdeti içinde taşıdığı için, dînini doğru öğrenmiş olan müslimânları, bu ulvî dinden soğutmağa, ayırmağa, hiçbir yalan, hiçbir propaganda muvaffak olamamakdadır. Müslimân olan, ya’nî müslimânlığı bilen ve benimseyen bir kimse, komünist olamaz. Komünistler, müslimânı aldatamaz. Müslimânlıkda komünistlik yokdur. Komünist partisi reîsi olan Lenin, (Her millet komünist olabilir. Fekat, müslimân komünist yapılamaz. Çünki, müslimânda tevekkül, Allaha güvenmek vardır. Allaha güvenen, Allaha sığınan kimse, komünist yapılamaz) demişdir. Müslimânları komünist yapabilmek için, önce, onların dînini, îmânını almağa, müslimân çocuklarını dinsiz, îmânsız yapmağa uğraşırlar. Bunun için, müslimânlara, görülmemiş eziyyet, işkence yaparlar. Din adamlarını şehîd, din bilgilerini, işkence ve ölüm cezâsı ile yasak ederler.