İbâdet yapmağa kuvvetlenmek niyyeti ile yimelidir. Aç iken de, yavaş yavaş yimelidir. Önce büyükler başlamalıdır. Üçden çok (yi) diyerek, kimseye sıkıntı vermemelidir. Ev sâhibinin sofraya oturmayıp hizmet etmesi câizdir. Birlikde yidiği zemân, müsâfirleri doymadan, yemekden elini çekmemelidir. Yemekde korkunç ve iğrenç şeyler söylememelidir. Ölümden, hastalıkdan, Cehennemden konuşmamalıdır. Sofraya gelen yemeklere bakmamalıdır. Bir lokmayı yutmadan önce, ikinciyi eline almamalıdır. Yemek arasında, birşey için, hattâ nemâz için, sofradan kalkmamalıdır. Nemâzı önce kılmalıdır. Eğer, hâzırlanmış yemekler soğuyacak veyâ bozulacak ise ve nemâz vakti, yemekden sonra kılmağa elverişli ise, nemâzdan önce yimelidir. Yemek kaldırıldıkdan sonra, sofradan kalkmalıdır. Yol üstünde, ayakda, yürürken yimemelidir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kurutduğu gibi, fazla gıdâ kalbi öldürür). Bir hadîs-i şerîfde, (Çok yiyeni, çok içeni Allahü teâlâ sevmez) buyurdu. Çok yimek, hastalıkların başı, az yimek [ya’nî perhîz etmek] ilâcların başıdır. Mi’denin üçde biri yemeklere, üçde biri içeceklere ayrılmalıdır. Üçde biri hava payı, ya’nî boş olmak en aşağı derecedir. En iyi derece, az yimek ve az uyumakdır. (Teshîl-ül-menâfi’)de diyor ki, (Yemek vaktleri olarak en fâidelisi, iki gün ve iki gecede üç kerre yimekdir). [Ya’nî, hergün üç kerre değil, iki günde üç kerre yimelidir. Ya’nî, sabâh, akşam, öğle, sabâh şeklinde bir aşırı vaktlerde yimelidir.] Bir kişilik yemek, iki kişiye yetişir. Müsâfir, ev sâhibinden tuz ile ekmekden başka şey beklememelidir. Ev sâhibi, müsâfire lokma uzatmalıdır. Eline su dökmelidir. Halîfe Hârûnürreşîd “rahmetullahi teâlâ aleyh”, müsâfirinin eline ibrikle su dökerdi. Müsâfirin sevdiği şeyi, ağzına vermelidir. Temiz yere düşürdüğünü alıp ona vermelidir. Kirlendi ise, kediye ve başka hayvanlara bırakmalıdır. Böyle evin bereketi artar. Torunlarına bile ulaşır. Yere düşenler toplanmazsa şeytân yer. Kapda kalanı sıyırıp, yimek sünnetdir. Hoşaf, ayran gibi şey artığına su koyup, çalkalayıp içmek çok sevâbdır. Tabakda, bardakda artık bırakmak câizdir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, mü’minin artığını yimesini severdi.
Yimekden sonra dişleri misvak ile [kürdanla] temizlemek sünnetdir. Temizlikdir. Temizlik îmânı kuvvetlendirir. Dişler arasından hilâl [kürdan] ile çıkarılan şeyleri yutmamalıdır. [Bu temizliği musluk başında yapıp, diş arasından çıkan kırıntıları, delikli taşa atmalı, sofrada bulunanları iğrendirmemelidir.] Dil ile toplanan yutulabilir. Fesleğen, nar dalı ve kamış, incir, ılgın, süpürgeden hilâl olmaz. Yemekden sonra ev sâhibine, bereket, rahmet ve magfiret ile düâ edilir. Sonra, gitmeğe izn istenir. Yemeğe da’vet edilir.
Ağzında, elinde et, yemek kokusu varken yatmamalıdır. Çocukların elini de yıkamalıdır. Tok iken yatmamalıdır. Gıdâ maddelerini, lüzûmu kadar ölçerek almalı, ölçüsüz, çok almamalıdır. İsrâf olur. Yiyecek ve içecek kapları, kapaklı olmalıdır. Nehrden, havuzdan eğilip, ağız ile içmemelidir. İbrik, desti ağzından da içmemelidir. Fincânın, bardağın kırık yerinden içmemelidir. Sap olan yerinden de içmemelidir. Akşam yatarken yiyecek ve içecek kaplarının üstü örtülmelidir. Kapılar kapanmalıdır. Işıklar söndürülmelidir. Çocuklar eve gelmiş olmalıdır. Geceleri cinnîler yayılır. Sağ el ile içmelidir. İçdiği suya bakmalıdır. Üç nefesde içmelidir. Soluğu suya değil, bardağın dışına vermelidir. Yazın, serin içmelidir. Çok soğuk içmemelidir. [Dondurma yimemelidir.] Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” serin şerbet içmesini severdi. (Ayakda içmeyiniz!) buyururdu. Zemzem suyu, abdest aldıkdan sonra kalan su ve ilâc yutmak için içilen su ayakda içilebilir. Yolcu, her suyu ayakda içebilir denildi. Aç karna su içmemelidir. Suyu yavaş yavaş emerek içmelidir. Ağzı doldurarak içmemelidir. Nefes verirken bardağı ağızdan çekmelidir. Kaynar şeyi, soluyarak içmemeli. Soğutup, sonra içmelidir. Suya birşey düşerse, parmakla veyâ kürdanla almak kolaysa almalı, alınamazsa, suyun bir parçasını dışarı dökerek gidermelidir.