2 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 41. ci MEKTÛB
Bu mektûb, bir sâliha hanıma “rahmetullahi teâlâ aleyhâ” yazılmış olup, kadınlara lâzım olan nasîhatleri bildirmekdedir:
Kadınların, Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” söz verdiklerini bildiren Mümtehine sûresindeki âyet-i kerîme, Mekke şehrinin alındığı gün inmişdir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” erkeklerle sözleşdikden sonra, kadınlarla sözleşmeğe başladı. Kadınlarla yalnız söz ile olup, mubârek eli, kadınların ellerine dokunmadı. Kötü huylar, kadınlarda, erkeklerden dahâ çok olduğundan, kadınlarla sözleşirken, erkeklerden dahâ fazla şart, araya kondu. Allahü teâlânın emrlerini yapmış olmak için, bunlardan kaçınmak lâzım geldiği bildirildi.
Birinci şart: Allahü teâlâdan başka, hiçbirşeye ibâdet etmemekdir. Bir kimse, başkaları görmek için ibâdet eder veyâ Allahü teâlâ için eder ammâ, başkasının görmesi de hoşuna giderse veyâ ibâdetinde başkasından bir karşılık, meselâ, bir (Âferin!) sözü beklerse, o kimse, şirkden kurtulmuş olmaz ve hâlis muvahhid olmaz. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Küçük şirkden korununuz!). (Küçük şirk nedir?) diye soruldukda, (Riyâ) buyurdu. Ya’nî başkasına göstermek için ibâdet etmekdir.
Kâfirlerin bayramlarında, onların yapdıklarını yapmak, hep şirkdir. Hem müslimânlığı, hem de kâfirlik ibâdetlerini yapan, (Müşrik)dir. Kâfirliği beğenen de müşrikdir. Müslimân olmak için, kâfirlikden kaçınmak lâzımdır. Mü’min olmak için, şirkden sıyrılmak şartdır.
Hastalıkdan kurtulmak için, putlardan, heykellerden, papaslardan imdâd beklemek şirkdir ki, bu hâl müslimânlar arasında yayılmışdır. İhtiyâclarını putlardan, heykellerden istemek, kâfirlikdir [Allaha düşmanlıkdır]. Nisâ sûresi, ellidokuzuncu [59] âyetinde meâlen, (Onlara, kâfirlere inanmayınız dediğim hâlde, onlar kâfirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Şeytân onları aldatıyor) buyuruldu. Kadınların çoğu, bilmiyerek, bu belâya düşüyor. Ne oldukları bilinmiyen bir takım ismlerden meded bekleyip, bunlarla belâdan kurtulmak istiyorlar. Kâfirlerin âdetlerini, kâfirlik alâmetlerini yapıyorlar. Bilhâssa, çiçek hastalığı zemânında, bu belâ, iyilerinde de, fenâlarında da görülüyor. Bu şirkden kurtulabilen ve kâfirlik alâmetlerinden birini yapmıyan kadın, çok azdır. Hindûların bayram günlerine [ve ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve hıristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hurmet etmek ve o zemânlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebeb olur. Kâfirlerin bayramlarında, müslimânların câhilleri ve hele kadınlar, kâfirlerin yapdıklarını yapıyor ve bu günleri, müslimân bayramı zan ediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediyye gönderiyorlar. Eşyâlarını, sofralarını kâfirlerin yapdığı gibi, süsliyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırd ediyorlar. Bunlar hep şirkdir, kâfirlikdir. Sûre-i Yûsüfdeki âyet-i kerîmede meâlen, (Biz, Allahü teâlânın varlığına, birliğine, herşeyi yaratan O olduğuna inandık, müslimân olduk diyenlerin çoğu, başkalarına ibâdet ve itâ’at ederek ve dahâ birçok hareketleri ve sözleri ile, müşrik oluyorlar) buyuruldu. [Üçüncü kısmda, 60. cı maddenin baş tarafına bakınız!]
Şeyhler için, türbeler için kurban adıyorlar. Götürüp mezâr başında kesiyorlar. Fıkh kitâbları, bunu da şirk saymakdadır. Ba’zı kimseler, dahâ ileri giderek, böyle kurbanları, cin kurbanı oluyor diyorlar. Dînimiz bunu red ediyor ve şirk sayıyor. Adak yapmak, çok şeklde olur. Hayvan kesmeği adamağa ve bunu kesip cin kurbanlarından oldu demeğe ve cinlere tapanlara benzemeğe ne lüzûm var? [Birinci kısmda, seksenikinci maddeye ve (Hayât-ül-hayvân) kitâbına bakınız!].
Şeyhler için tutdukları oruclar da böyledir. Bir takım ismler uydurup, o ismlere niyyet ediyor, iftâr zemânı her oruc için, husûsî yemekler şart ediyor ve gün de ta’yîn ediyorlar. İşleri, bu oruclar sâyesinde oluyor sanıyorlar. Bu da, ibâdetde şirkdir.