1249

11 — Şehrler ve memleketler arası para göndermeği te’mîn eder.

12 — Tüccârların, poliçe veyâ çek ismi verilen te’diye emri senedlerini, bunların bankadaki parasından öder.

13 — Bir tüccârın, diğer bir tüccârdan alacağını, borclunun hesâbından düşerek alacaklının hesâbına geçirmek sûretiyle tüccârlar arasındaki alış-verişi kolaylaşdırır.

14 — Borsalarda, hisse ve tahvîl senedleri alıp satar.

15 — Devletin ve anonim şirketlerin tahvîl senedlerini piyasaya sürer.

16 — Fabrikalar açar ve çalışdırır.

17 — Nakl vâsıtaları işletir.

Banka çalışmaları, hicretin altıncı asrında, İtalyada başlamış ve her memlekete yayılmışdır. Memleketimizde ilk olarak, 1279 [m. 1863] da Osmânlı bankası ve birkaç sene fâsıla ile, muhtelif ecnebî bankalar açılmış, gayr-i müslim vatandaşlar ve yabancılar, bunlarla fâizli alış-veriş yapmışdır. Meşrûtiyyetin i’lânından sonra, 1327 [m. 1909] de Türkiye Millî Bankası, 1328 [m. 1910] de Türkiye Bankası, aynı senede Millî Banka, 1329 [m. 1911] da İstanbul Bankası, 1331 [m. 1913] de İstanbul Emlâk Bankası ve 1332 [m. 1914] de Osmânlı Ticâret Bankası açılmışdır. Zirâ’at Bankasının, [1329] da sermâyesi 88.577.908 Osmânlı lirası, Emniyet Sandığının 100.767 lira, Türkiye Millî Bankasının 1.000.000 lira idi.

Bankaların yapdığı, yukarıda yazılı onyedi vazîfeden çoğu, islâmiyyetde yasak olmıyan, fâideli şeylerdir. Fâizin azı da, çoğu da harâmdır. Çoğuna harâm, azına halâl demek yanlışdır. Çiftçiye, tüccâra, san’at sâhiblerine yüksek fâizle ödünc veren ve düşük fâizle para toplayan bankalar, milleti sömüren, kapitalistliğe, komünistliğe sürükliyen teşekküllerdir.

Bankaların zararlarından biri de, para sâhiblerini tenbelliğe ve sefâhete alışdırmalarıdır. Eline çok para geçen tenbeller, çalışmazlar. Çalışanlara yardım da etmezler. Paralarını bankaya yatırıp, aldıkları fâiz ile, keyf ve zevk içinde yaşarlar. Mâcerâ peşinde koşarlar. İşçiler, çiftçiler ve zor geçinen me’mûrlar ve hele işleri bozulup bankaya fâiz ödemek için, evini barkını, çiftini çubuğunu satan iş adamları, bu taşkınca, şaşkınca para saçan ve çalışanlara aşağı gözle bakan şımarık sömürücüleri görünce, bunlardan nefret ederler. Bu hâl, vatandaşlar arasında ayrılık ve kin hâsıl eder. Çalışanların gayretleri, hizmetleri gevşer. Memleketde iş sâhaları azalır. İşsizlik, anarşistlik artar. Sosyal adâlet lâfda kalır. Ekonomik ve ahlâkî çöküntülere sebeb olur.

Fâiz ile alış-veriş yapmıyarak, müşterîlerinin çalışmalarına, kârlarına, mudârebe, müzâre’a yolu ile ortak olan, ihtiyâcı olanlara, karz-ı hasen olarak ödünc verip iskonto ve fâiz adı ile birşey almayan, yalnız hizmeti ve masrafı karşılığı olarak ücret alan bir islâm bankasının millete çok fâideli olacağı meydândadır. Çünki, sened yazmak ücretini ve pul paralarını, ödünc alanın vermesi de câizdir. [Onüçüncü madde başına bakınız!] İslâm bankası, ödünc verirken kefîl ister. Kefîl ile anlaşma yaparken, ödeme târîhi koyar. Ödeme zemânı gelince borclu ödemezse, kefîlden alır. Böyle bankalara para yatıranlar, paralarının işletildiği yerlerin kâr ve zararlarına ortak olacaklarından, çalışanların heyecânlarını paylaşırlar. Onlara yardımcı olurlar. Herkes bunları sever. Memleket, maddî, ma’nevî kalkınır.

İslâm bankası, ticâret, san’at ve inşâ’at yapanlara, ihtiyâcı olanlara, fâiz ile ödünc para vermez. Muhtâc oldukları malları, veresiye olarak taksît ile kendilerine satmak üzere, bunlarla anlaşır. Bunlar, muhtâc oldukları her nev’ menkûl ve gayr-ı menkûl malların cinsini, mikdârını ve evsâfını bankaya bildirirler. Banka, onları satın alıp, emânet olarak bunlara teslîm eder. Üzerine kâr koyarak, sonra, bunlarla veresiye satış akdi yapar. Uyuşdukları târîhlerde, borclarını bankaya, taksît ile öderler.

Sesli Okuma
DEVAMBİTİR
(1/5) Okuma ayarları →

(2/5) Kitap ve sayfa numarası seçimi

(3/5) Bölümler arasında dinamik geçiş

(4/5) Önceki veya sonraki bölüm ve sayfalar
(5/5) Sesli okuma ve yazı takibi
15 saniye geri alabilme.