Bedbaht, tâli’siz olanlar ise, i’tirâz ve inkâr ederek, hüzn ve hüsrânda kaldılar.
Her Peygamberin, yaşadığı asr, bulunduğu yer ve gönderildiği kavmin hâlleri, âdetleri, başka başkadır. Her Peygamber, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini insanlara öğretirken; insanların dünyâ ve âhiret se’âdetlerine vesîle olacak ba’zı ahkâm ve ibâdetleri de beyân etdi. Târîhcilere göre, mîlâddan takrîben binaltıyüzelli sene önce, Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâmı Peygamber olarak gönderdi. Mûsâ aleyhisselâm, kendinden önce gönderilen Âdem, Nûh, İdrîs, İbrâhîm, İshak ve Ya’kûb “aleyhimüsselâm” gibi Peygamberlerin, kendi zemânlarında, kendi kavmlerine öğretdikleri, Allahü teâlânın varlığı ve birliği akîdesini ve îmân edilecek diğer şeyleri, Benî İsrâîl kavmine öğretdi. Farz olan ibâdetleri ve muâmelâta âid hükmleri de, heryere yayarak, Benî İsrâîli şirkden sakındırmağa çalışdı. Mûsâ aleyhisselâmdan sonra, Benî İsrâîl çeşidli belâ ve karışıklıklara uğradı. Çünki, Mûsâ aleyhisselâmın öğretmiş olduğu, îmân esâslarını terk ederek, dalâlete düşdüler. Bunun üzerine Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâmı, peygamber olarak, Benî İsrâîle gönderdi. Îsâ aleyhisselâm, Allahü teâlânın varlığı ve birliği demek olan, tevhîdi ve diğer îmân esâslarını yayıp, öğreterek, doğru yoldan ayrılanların hidâyetine çalışdı ve Mûsâ aleyhisselâmın dînini kuvvetlendirdi.
Îsâ aleyhisselâmdan sonra, Ona tâbi’ olanlar, dahâ önce Benî İsrâîlin doğru yoldan ayrıldıkları gibi, Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği doğru îmândan ayrıldılar. Dahâ sonra, günbegün İncîl denilen kitâblar ve hıristiyanlığa âid risâleler yazdılar. Değişik yerlerde çeşidli rûhban cemiyyetleri teşekkül ederek, birbirlerine temâmen zıd karârlar aldılar. Böylece birbirinden temâmen farklı yetmişiki fırka ortaya çıkdı. Bunlar, tevhîd esâsını ve Îsâ aleyhisselâmın dînini temâmen terk etdiler. Çoğu putperest ve kâfir oldu. Bunun üzerine Allahü teâlâ, sevgilisi ve Peygamberlerin en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmı, âhir zemân Peygamberi olarak, yer yüzüne [insanlara] gönderdi.
Mûsâ aleyhisselâmın teblîg etdiği dînin emrlerinin çoğu zâhirî amellere ve Îsâ aleyhisselâmın emrlerinin çoğu da, kalb bilgilerine âid idi. Bunların her ikisini de, kendinde toplayan, en kâmil, en son ve en mükemmel (üstün) din olmak üzere, Allahü teâlâ, İslâmiyyeti ve bu dîne mahsûs olan kitâbı (Kur’ân-ı kerîm)i Muhammed aleyhisselâma indirdi.
Allahü teâlâ şânı yüce Peygamberimize, melek vâsıtası ile, vahy göndererek, bütün insanlara, Mûsâ aleyhisselâmın dîninin emr etdiği zâhirî amellerden ve Îsâ aleyhisselâmın dîninin emr etdiği bâtınî edeblerden asra ve zemâna uygun olanları içine alan ve bunlara zâhirî ve bâtınî pek çok hakîkatleri ekleyen en mükemmel islâm dînini bildirdi.