Hıristiyanlığı, islâm memleketlerinde yayabilmek için, korkunç bir islâm düşmanlığı başlatdılar. İslâm memleketlerinin her yerine hıristiyanlığı medh eden, binlerce kitâb, mecmû’a ve câsûslar göndermeğe başladılar. Bugün de, güzel memleketimizde, durmadan, hıristiyanlığı anlatan kitâb, mecmû’a ve broşürler dağıtılmakda, posta ile yurt dışından adreslere gönderilmekdedir. Böylece, sâf zihnleri bulandırmağa, îmânları bozmağa çalışmakdadırlar.
İslâm âlimleri, islâm dînine zıd ne kadar görüş, fikr, felsefî düşünce ve akîdeler var ise, hepsine cevâblar vermişlerdir. Bu arada bozulan Îsevîliğin yanlışlıklarını da, açığa çıkarmışlardır. Tahrîf edilen ve hükmleri yürürlükden kaldırılan semâvî kitâblara uymanın câiz olmadığını bildirmişlerdir. Dünyâda râhat ve huzûr içinde yaşamak, âhiretde de sonsuz se’âdete kavuşmak için, müslimân olmanın lâzım olduğunu açıklamışlardır. Papazlar, İslâm âlimlerinin kitâblarına cevâb verememişlerdir. İslâm âlimlerinin, bâtıl dinleri red için yazdığı kitâblar pek çokdur. Bunlar arasında, hıristiyanlara cevâb veren, arabî ve türkçe (Tuhfet-ül-erîb), (İngiliz câsûsunun i’tirâfları), türkçe (Dıyâ-ül-kulûb), arabî ve türkçe (İzhâr-ül-hak),arabî (Es-sırât-ül-müstekîm), türkçe (Şems-ül-hakîka) ve (Îzâh-ul-merâm), fârisî (Mizân-ül-mevâzîn), arabî (İrşâd-ül-hiyârâ) ve arabî ve fransızca (Erreddül-cemîl) kitâbları meşhûrdur. Bunlardan Harputlu İshak Efendinin[1] hâzırladığı (Dıyâ-ül-kulûb)u, bilhâssa protestan papazlarının İslâmiyyete karşı yazmış oldukları haksız yazılarına ve iftirâ’larına cevâbdır. Birinci baskısı 1293 [m. 1876] senesinde İstanbulda yapılmış olan bu kitâbı, 1987 senesinde, sâdeleşdirerek değerli okuyucularımızın istifâdesine sunduk. Her hangi bir kitâbdan öğrendiğimiz bir bilgiyi ve başka bir kitâbdan araya koyduğumuz ilâveyi köşeli parantez [] içine yazdık. Kitâbın muhtelif yerlerinde görüleceği gibi, papazlar kendilerine sorulan süâllere cevâb verememişlerdir. Bunun için, kitâbımıza (Cevâb Veremedi) ismini vermeği uygun bulduk. Bugün ellerde bulunan (Kitâb-ı mukaddes)de mevcûd ilm, akl ve ahlâk dışı yazılar meydândadır. Buna karşılık İslâm âlimlerinin akla, ilme, fenne ve medeniyyete ışık tutan yazıları da dünyâ kütübhânelerini doldurmakdadır. Bu hakîkati görmemek, bilmemek, günümüz insanı için özr olamaz. Şimdi, Muhammed aleyhisselâmın getirdiği İslâm dîninden başka din arayanlar, âhiretde sonsuz azâbdan kurtulamıyacaklardır. Kitâbımızda, âyet-i kerîmelerin ma’nâlarını yazarken, (Meâlen buyuruldu) denilmekdedir. (Meâlen) demek, (Tefsîr âlimlerinin bildirdiklerine göre) demekdir. Çünki, âyet-i kerîmelerin ma’nâlarını, yalnız Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” anlamış ve Eshâbına bildirmişdir. Tefsîr âlimleri, bu hadîs-i şerîfleri, münâfıkların, mülhidlerin ve zındıkların uydurdukları hadîslerden ayırmışlar, bulamadıkları hadîs-i şerîfler için, tefsîr ilmine uyarak, âyet-i kerîmelere kendileri ma’nâ vermişlerdir.
—
[1] Harputlu İshak efendi, 1309 [m. 1891] de vefât etdi. Kabri, Fâtih Câmi’i şerîfi hazîresindedir.