Hâlbuki, onu arkadaşları ile berâber, hâricîler ya’nî yezîdî denilen sapıklar öldürmüşdü. Komşusundan süâl olundukda, biz onu görmedik, dedi. Hâlbuki o kimse de, kendini denize atıp boğularak vefât etmişdi. Yemîn ederek dedi ki: (Vallahi ben onu, intihâr edenlerle, ya’nî kendisini öldürenlerle berâber olduğunu zan ederim).
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimse kendini bir demir parçasiyle öldürürse, kıyâmet gününde, o demir parçası elinde karnına vurarak gelir. Cehennem içinde müebbed olarak kalır. Ve bir kimse kendisini dağdan atar da öldürürse, kendini Cehennem ateşine atar).
Bir kadın da böyle yapar, intihâr ederse, onun acısını sûr üfürülünceye kadar duyar. [Bu hadîs-i şerîf, dünyâda sıkıntıdan kurtulup râhata kavuşmak için intihâr edenler içindir. Çünki böyle düşünmek âhıret azâbını inkâr etmek olur ki, küfrdür. Aklını kaybederek intihâr eden veyâ hemen ölmeyip tevbe eden ise, kâfir olmaz.] Sahîh haberde bize geldi ki, Âdem aleyhisselâm Mûsâ aleyhisselâm ile buluşdu. Mûsâ aleyhisselâm ona dedi ki: (Sen o kimsesin ki, Allahü teâlâ seni kudretiyle yaratdı ve sana rûh verdi. Seni Cennetine koydu. Niçin Ona isyân etdin?) Âdem aleyhisselâm da dedi ki: (Yâ Mûsâ! Allahü teâlâ seninle konuşdu ve sana Tevrâtı indirdi. Tevrâtda görmedin mi ki, (Âdem, Rabbine karşı kendisinden zelle sâdır oldu.) Mûsâ aleyhisselâm, (Evet, gördüm) dedi. Hazret-i Âdem, (Ben bunu işlemeden kaç sene önce takdîr olundu) dedi. Mûsâ aleyhisselâm, (Sen işlemeden ellibin sene evvel takdîr olundu) deyince, yine hazret-i Âdem: (Öyle ise yâ Mûsâ, benim üzerime, işlemeden ellibin sene evvel takdîr olunan bir günâh ile mi beni ayblıyor ve kınıyorsun) dedi.
[Böyle konuşmaları, (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının ikinci kısm, ellinci maddesinde dahâ geniş yazılıdır. Âdem aleyhisselâmın bu cevâbının (Bu işin yapılmasını irâde ve ihtiyâr edeceğimi, Allahü teâlânın ezelde bildiğini Tevrâtda okuduğun hâlde ve bu işden meydâna gelecek nice fâideleri bildiğin hâlde, beni ayblamak sana yakışmaz) demek olduğu (Se’âdet-i Ebediyye)de uzun yazılıdır.]
Sahîh olan hadîs-i şerîfde haber verildi ki: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Mi’râc gecesi Peygamberlerle “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” iki rek’at nemâz kıldı. Hârûn aleyhisselâma selâm verdi. Hârûn aleyhisselâm da hazret-i Peygambere ve ümmetine rahmet ile düâ buyurdu.
İdrîs aleyhisselâma da selâm verip, o da Peygamberimize “aleyhissalâtü vesselâm” ve ümmetine rahmet ile düâ eyledi. Hâlbuki, Hârûn aleyhisselâm Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem”